ARAMA SONUÇLARI
"" için 35 öge bulundu
Blog Yazıları (21)
- Manipülasyon
Bu İnsanlara Dikkat Edin! Konumuz, manipülatörler ve manipülasyon Birçok insan sosyal medyada paylaşılanları okuyor ve YouTube’da, Facebook’ta videolar izliyor ve bazen ortalıkta dolaşan, hatta dolaşan demek yanlış oldu; havada uçuşan terimleri duyabiliyor, ancak ne duyduklarından emin olamıyorlar, örneğin gaslighting, manipülasyon, narsisizm, anti sosyal vb gibi şeyler. Bazılarınız bu terimleri hiç duymamış bile olabilirsiniz… Bugün bu kelimelerden “manipülasyon” hakkında konuşmak istedim. Yazıma devam etmeden önce bu blog yazısını okumak yerine dinlemeyi ya da izlemeyi tercih edenler için YouTube video linkini de paylaşmak istedim. Okumaya devam etmek isteyenler ise aşağıdaki linke tıklamadan devam edebilir. Çünkü bu kelime aslında tüm mutsuz ya da depresyonda olan insanların sorunlarının ana sebebi. Aşk, kariyer, para, sağlık falan değil inanın; insanların mutsuzluğunun sebebi. Onlar için mücadele verirken yolda karşılarına çıkan manipülasyonlar ve vicdansız manipülatörler. Manipülasyon, tüm narsisistik, bol çatışmalı, zor ve günümüzde “toksik” diye de adlandırılan ilişkilerde o kadar klasik ve olmazsa olmaz bir dinamik ve bu sebeple bu kelimeye tek başına hak ettiği değer verilmiyor diye düşündüm. Ve bu yüzden kendisi hakkında bir yazı yazmak istedim. Manipülasyonun sözlük tanımıyla başlamak gerekir diye düşündüm bu yazıma. Sözlükler, manipüle etmek yüklemini , bir kişiyi veya durumu akıllıca ama haksız veya vicdansız bir şekilde kendi çıkarı doğrultusunda kontrol etmek veya etkilemek olarak tanımlıyor. Manipülasyon kelimesi ise, tanımı gereği, kendisine hizmet eden manipülatörün bir hedefe ulaşmak için gerçekleştirdiği eylem. Ve bu eylem manipüle edilenin çıkarına olmuyor tabii ki. Ancak, bu çıkarcı ve bencil insanlar sizden olarak ne istedikleri ve neden sizden bir şey istedikleri veya neden sizin yardımınıza ihtiyaçları olduğu konusunda şeffaf olmak yerine, istediklerini vermeniz veya amaçlarını gerçekleştirmeliyiz için sizi cümlelerle ve davranışlarla etkilemeye çalışırlar. Üstelik hassas duygularınızla resmen satranç oynayarak. Manipülasyon, karşısındakine suçluluk, utanç, zorunluluk, düşük öz değer ya da düşük öz saygı, kafa karışıklığı, kaygı, yeterince iyi olmama korkusu verilerek yapılır. Ve yapılan da yapan da ne yaşadığını pek bilmez. Yapan bilerek yapıyorsa zaten onun adı manipülatörlükten daha farklı bir şeydir kesin. Ben teknik terim bilemediğim için şerefsizlik veya adilik demeyi tercih ediyorum. Hepimizin sahip olduğu çok savunmasız alanlarda raks ederek gerçekleştirir manipülatörler emellerini. Manipülatif bir kişinin manipüle etmesi çok kolaydır. Hobi gibi. Sık yapıldığında, önem verildiğinde, zaman harcanıldığında git gide güzelleşiyor sonuçlar, profesyonelleşiyor. Ve özellikle eğer ki i̇kili ilişkideki bir kişi karşısındakinin ayrılma ya da terk edilme korkusu olduğunun fark ederse, o korkuya mutlaka büyük zevkle oynayacaktır. Ve sizde onlara bu oyun sonucunda alınganlık, öfke, umursamama gibi bekledikleri tepkileri verirseniz oyunun galibi bellidir. Ve bu tepkiler genellikle manipülasyonun işe yaradığının en açık göstergelerinden biridir. Genellikle manipüle edilenler, vicdan ve merhamet sahibi, duygusal kişiler oldukları için bu yöntemler onlarda çok iyi çalışır çünkü onlar kendilerini rahatsız eden şeyden, o şey her ne ise işte ondan kaçınmak i̇sterler. Yani karşındakini üzmemek, pişmanlık yaşamamak, insanları kötü durumda bırakmamak için kendi zamanlarından, paralarından, aşklarından, işlerinden verip karşılarındaki için fedakarlık yaparlar. Bana göre suçluluk, insanların en çok kaçınmaya çalıştığı en rahatsız edici duygudur. Hatta bazen yanlış bir kelime, hiçbir zaman insanların hayal kırıklığına uğramasını istemezler. Mesela bir ilişkinin bitmesini ya da o ilişkideki dengelerin değişmesini istemiyorsun, zaman ve emek harcamışsın, yatırım yapmışsın, yani resmen borsaya yatırım yapmışsın ve hisse senetlerinin değerlerinin sabırla yükselmesini bekliyorsun ama yüksek kazanç getirme ihtimali kadar, aynı hisse senedinin tahtasının kapanması ihtimali de var. Borsa bu, riskli yatırım. Ve o ilişkideki usta manipülatör der ki, “Arkadaşlarınla veya ailenle zaman geçirmeni seviyorum. Ama çok çalışıyorsun ve parçalanıyorsun. Bir yandan bunun için de çabalıyorsun. Bu yoğunluğunda çok yıpranırsın. Sanırım bu şekilde benim aradan çıkmam iyi olacak. Sen ne düşünüyorsun? Bilmiyorum.” Normal bir ilişkide, sağlıklı bir ilişkide, karşı tarafa yükü varmış gibi davranırken ekstra bir yük yaratılmaz. Zor durumda olan, biri o zor durumda çabalarken, bir yandan da kendisine yeni bir sorun yaratılarak, seçim yapmak zorunda bırakılmaz. Şimdi bunların hepsi, olumsuz manipülasyon diyebileceğim şeyin kapsamına giriyor, kişi korkularımız veya zayıflıklarımızla oynayarak bizi manipüle ediyor, küçük şeyler bile olsa… İnsanları hayal kırıklığına uğratma korkumuz aslında bizi hayal kırıklığına uğratıyor, farkında değiliz. Bu daha çok taciz edici, zalimce ama ortalama şiddette bir manipülasyon türüdür. Ama bir de pozitif manipülasyon vardır ama yine kişi karşısındakine pozitif hissettirerek kişisel çıkarlarına hizmet eder. Bu bir tür gaz verme manipülasyonu. Pozitif dediğime bakmayın, yancılık, yalakalık ve dalkavukluk denen şeydir bu işte. Hatta size birkaç yöntemi var bu işin manipüle edildiğinizi anlayabilmeniz adına aklındaki örnekleri vereyim. 1- Karşılarındakinin Kendinden Şüphe Duymasını Sağlarlar. Bu maddeleri kısa geçeceğim örneğin bu maddeyi açıklamak gerekirse “sen dedin ya” ya da “Yoo ben öyle demedim” cümlelerini çok sık sarfeden insanlar sizi kendi kendi gerçekliğinizden şüpheye düşürür. Yani önce delirtirler sonra deli derler. Şöyle diyebiliriz kukla oynatmaktan zevk alan kukla idare etmekten aşırı haz duyan özgüvensiz insanlar sizi delirterek sizin özgüveninizi düşürürler ki kendi seviyelerine inebilesiniz. seviye eşitliyorlar yani. 2-Karşılarındakini Suçluluk Tuzağına Düşürme Konusunda Uzmandırlar. Bunun da yöntemleri vardır birer cümleyle aktarayım size. Kendi yaptıkları kadar çok iş yapmadığınızı her fırsatta öne sürmek. Geçmişte yaptığınız hataları sürekli başınıza kalkmak Geçmişte sizin için yaptıkları iyilikleri hatırlatmak ve 0nlara “borçlu” olduğunuzu hissettirmek. Kızgınmış ve küsmüş gibi davranmak ama sonra onlara sorduğumuzda ortada bir sorun olduğunu inkar etmek Kısacası pasif-agresif davranışlarda bulunmak 3- Nezaketten, Merhametten, Etik Davranışlarınızdan Dibine Kadar Yararlanırlar. İlginçtir ki olması gereken artı özelliklerimiz ne yazıkki en çabuk manipülatörler tarafından kokusu alınan özelliklerdir. Fakat onlar bunu sizi methetmek için değil sömürmek için kullanırlar Türkçedeki elini veren kolunu alamaz atasözü aslında duygusal bir manipülasyonun güzel bir tarifidir. Siz iyilik yaptığınız için iyi hissedersiniz bu güzel bir şeydir. Ama bunun travma yaratan kısmı bir gün sizin ihtiyacınız olduğunda onların ortalıkta olmadığını anlamanızdır. Bu yüzden iyilik yaparken iyilik beklemeyin derim ben çünkü beklemediğin iyiliğini kötülüğünü de yaşamazsınız. Hatta nankörlük ihtimalini göze alamıyorsanız iyilikte yapmayın çünkü iyilik toplum adalet sistemimizde en çabuk cezalandırılan suçtur. 4-Bilerek Yanlış Bilgi Yayarlar Ve itibar yönetiminiz onlar tarafından yapılır çokta iyi yapılmaz bu görev. Genellikle bu tür insanlar minareyi çalmadan kılıfı hazırladıkları için sizin hakkınızda çevreye sizden önce davranarak eleştirisel yorumlarda bulunurlar. Bu önyargı yaratır insanlarda. Zaman içerisinde negatif enerjileri çevrenizden hissederken bir yandan da o kişiyle yaşadıklarınızı anlatmak istediğinizde size inanan tek kişiyi çevrenizde bulamazsınız. İşin kötüsü genel olarak çevreden aldığınız tepki ya da umursamama yani tepkisizlik, yine kendinize olan inancınızı sorgulamanıza sebebiyet verir ve Buda yine değersizlik ve özgüven eksikliği duygularını beraberinde getirir. 5- Asla Suç Üstlenmezler Ve Suçu Kabullenmezler. Üstelik ortada onlara ait bir suç varsa ki bu yeteneklerini ayakta alkışlıyorum bir şekilde işlenen suçun kendilerine karşı işlendiğine insanları ikna ederler. İşte buna benim nefret ettiğim kurban psikolojisi adı verilir. Ajitasyon dediğimiz yine insanların çevrenin de merhametine oynanılan mağdur psikolojisi ile ilgi toplayan ve çok da farkına varmadığımız varamadığımız bir gizli narsızım de denilen kişilik bozukluğu türünün en önemli özelliğidir. 6-Manipülatif Özelliklerini Saklamakta İyilerdir. Boynunda tabela olan bir manipülatör gördünüz mü? Kılık değiştirme konusunda üstün yetenekleri vardır. Onları daha da güçlü yapan da budur. Bu haltı yerken yakalanabilme ihtimallerinin farkındadırlar tabii ki. Bu konuda uzmanlaşanlardan bahsediyorum. Yine az önce söylediğim cümleye geliyorum daha önce çok minare çaldıkları için kılıfı hazır ve hatta yedekli tutarlar. 7-Yaptıkları Her Şeyi Normal Gösterirler. Hatta sizin o yaptıkları şeyi yanlış görmenizi büyük şok ve şaşkınlıkla karşılarlar. İşin ürkütücü olan kısmı öyle benim ikna yeteneğim vardır yaptım eski mesleğim dolayısıyla kişiliğim dolayısıyla da ama yanlış bir şey kullanırsanız bunu doğru olanı yanlış olan Sandırırsanız karşınızdakine ve buna ikna ederseniz kişi yine kendini sorgulamaya başlar. Özet karşısındakini güçsüzleştirerek kendini güçlü gören zavallıların kurbanlarıyla dolu toplumlar 8- Cahil taklidi yaparlar. Bunu genellikle son çare olarak kullanılır. Yani hataları yüzlerine vurulursa ve çok net bir hata varsa ortada, öyle mi işte biz böyle gördük adem vallahi ben hiç bilmem böyle şeyleri adabı muaşeretten anlaman gibi kelimeler kullanırlar ya da sizden bir şey istediklerinde sen niye yapmıyorsun dediğinde işte ben anlamam derler yani cehalet en güçlü silahlarıdır. Hatta cehalet genel olarak atom bombasıdır. Ben maddeleri saydıktan sonra genelde kapatırım ama bir konu özetle dikkat çekmek istiyorum. Sizi sürekli yeren insanın negatif enerjisinin farkına varmak o kadar zor değildir ve onlardan gelebilecek bir kötülük bizleri çok da şaşırtmaz. Benim fikrimi yoran onaylanma ihtiyacının sürekli artması sebebiyle tabii ki sosyal medya yüzünden arttı bizleri överek pohpohlayarak ve bize kendimizi iyi hissettirerek hatta sonrasındaki gelecek kötülükleri tahmin bile edemememizi sağlayarak bizi sömüren ve travmalara sürükleyen pozitif manipülasyon dediğim halbuki çok negatif olan manipülasyon türü. Mesela övgü benim için çok içten olduğunda anlamlı ama o övgü öven kişinin çıkarı doğrultusunda kullanıldığı zaman psikolojik şiddetin sözlük karşılığıdır. Övülmek çok güzel bir şeydir. Bir örnek vererek bu konuyu anlatmak istiyorum. Mesela, sizin hiç maddiyata önem vermediğinizi düşündüğünü söyleyen biri ve hatta bu konuda sizi sürekli öven biri, kısa bir süre sonra sizden borç para istediğinde o sevdiğiniz övgüyü kişiliğinize yakıştırdınız övgüyü sahiplenirsiniz ve karşınızdaki kişiyi düş kırıklığına uğratmamak için belki de, ya da kendinizi kendinizi ispatlamak için normalde vermeyeceğiniz bir miktarda borcu güle oynaya verirsiniz. Hatta gururlanırsınız bile kendinizle. Ama aynı öykü sebebiyle belki de bir ay sonra geri ödeneceği söylenen o borç, geri ödenmediğinde, senelerce isteyemezsiniz. Yani övüldüğünüzde bence dikkat edin, acaba o övgüler, yani bizi biraz da şımartan şeyler, bize yakıştığını düşündüğümüz ama aslında bize yapışan sıfatlar, o göğsümüzü kabartan cümleler, içten ve karşılıksız mı sarf ediliyor yoksa sarf edenin çıkarına mı çalışıyor? Bu tekniğin ikili ilişkilerde cicim ayları ve balayı evrelerinde ortaya çıkması daha olasıdır, görünüşünüze iltifat edebilirler, bilginize, kariyerinize, deneyiminize, sohbetinize, karşınıza gözünüze, her şeyinize iltifat edebilirler, ancak bunu onlara ileride istedikleri bir şeyi almak için yaparlar. Bu tür davranışlara duygusal insanlar, kayıtsız kalamazlar. Ah canım benim, ne hoş adamsın ne tatlısın, derler. Ben hep derim ki, övgüler şişme ki yergiyle de sönme. Aslında burada devreye giren konu onaylanma ihtiyacının fazlalığı. Çünkü biz kendimizi biliyorsak ve tanıyorsak, fiziğimizi, karakterimizi, kariyerimizi, sohbetimizi, erdemimizi, merhametimizi, başkalarına ispat etmek için değil de, kendi iç huzurumuz için, aynaya rahat bakabilmek için, mükemmellik için uğraşmayıp, temiz bir kalple elimizden geldiği kadarıyla gösterebiliyorsak, yani kendimizi görebilmek için başkalarının gözüne ihtiyaç duymuyorsak, gerçekdışı ve abartılı övgülerle kendimizi olduğumuzdan fazla görmeyiz. Çünkü başkalarının gözleri ve sözleri bizi bu kadar etkileyecekse eğer, ağızları torba değil ki büzesin; fiziğini Öven kişi ve bundan çok hoşlandığını gören kişi, bir gün kilo aldığında, seni bu konuda eleştirirse, onun gözlerine ve sözlerine olan ihtiyacını fark etmişse, yapacağı ilk eleştirinin seni çok yaralıcağını bilir. İşte bazen övgülere verilen değer, yergilere değer yükler. Ve beynimiz o kadar nankördür ki, övgüyü değil de, yergiyi hatırlar. Aslında özellikle ülkemizde ikili ilişkilerde, evliliklerde kimi zaman bilinçli, kimi zaman da tecrübe sayesinde öğrenilen bu işe yarıyor hissiyatıyla bilinçsizce sarf edilen evliliğin cicim aylarındaki övgüler manipülasyonu meşrulaştırır. Ve sanırım “birinç” diyeni yani bunu ilk uygulayanı manipülatör, diğerini ise manipüle edilen konumuna getirir. İnsan kendini kayırır diyorum ya son videolarım da hep, bazı cümlelerin işine yaradığını hissedenler içgüdüsel olarak o cümleleri sarf etmeyi alışkanlık haline getirirler. Bu hepimizin yapabileceği bir manipülasyondur. Bir annenin çocuğuna sebze yedirmek için söylediği yalanlar, yaptığı oyunlar işe yarıyorsa eğer, bu bir alışkanlık haline gelebilir. Ve burada anne kendi çıkarına değil evladının sağlığını düşünmektedir. Yani ikna gücü olan bunu karşı tarafın da çıkarına gözeterek gösteren kişi manipülasyon yeteneği olduğu halde bunu iyilik için kullanan kişidir. Yani süper kahramanlar güçlerini iyiye hizmet ettikleri için sevdiğimiz kahramanlar. Aynı gücü kötülük için kullansalardı onların gücüne saygı duymazdık ve filmin sonunda kahramanımız tarafından rezil edilmesini beklerdik. Güçler eşit ama amaçlar farklı ve filmin kaderini değiştiriyorlar değil mi? Yani manipülasyon iyi amaçla kullanıldığında olumlu bir özelliktir ama insan içgüdüsü karşı tarafı az düşünüp daha bencil olduğu için ne yazıkki kendi çıkarları için de bunu kullanabilir. Kullansın tabi. Ama karşı tarafa olan sonuçlarını mutlaka düşünsün değil mi? Manipülasyonun kötüye kullanılması aslında dikkat etmemiz gereken konu ve olumsuz manipülasyon da olumlu manipülasyon da karşı tarafa uzun vadede zarar veriyorsa bu tehlikeli bir durumdur. Aslında bazılarının bilinçdışı yapıldığının bazılarında bunu hesaplı yaptığını düşünebiliriz değil mi yani olumsuzun da dereceleri var. Bunu bilmek ve anlamak mümkün değildir çünkü kişi bunu huy edinmişse bilinçli ve planlı yapıyorsan büyük ihtimalle yüzleştiğimizde de o kişiyle farkında değilim diyecektir farkında olmadan yapan biri olursa da farkında değilim diyecektir. Yani bunun çözümü bir kere farkına çünkü kendinizi sorgulamayı utanç duymayı ya da fazla övgüyle şişmeyi bırakırsınız. Yani övgüde yergi de size söylenenleri süzerek, kendinizi tanıyarak, neyin ne olduğunu bilerek, yani kendinizi biraz yukardan ve dışardan bakarak kısacası farkındalığımızı artırarak bertaraf edebileceğiniz kavramlardır. Bunun farkına vardıktan sonra yapılabilecek iki şey vardır. Önce manipülatörle güzel bir yüzleşmek, ardından o bahane mi değil mi bilmediğimiz hiç farkında değilim özür dilerim cümlesini duymak, ve bu Özün içtenliğini ve samimiyetini anlamak için de bir şans daha vermek. Çünkü farkında değilse, karşısındakine de kendisi kadar değer veriyorsa bu hareketi bir daha yapmaz. Ama bilinçli yapıyorsa bu yüzleşmeden sonra dozu arttırarak devam edecektir. Fakat sizi duymadıysa eğer veya anlamadıysa, çok güzel bir atasözü vardır biliyorsunuz; sağıra sözünü köre yüzünü süslemeyeceksin ve oradan ayrılacaksın. Genelde beni üzen ise farkındalığı az insanlar değil, farkındalığı olduğu halde ve gerekli yüzleşmeyi yaptığı halde aynı yüzleşmeyi defalarca yaparak borsadaki hisse senetlerinin değerinin düştüğünü kabullenemeyerek yenildiği için güreşe doyamadığından, çok farkındalığıyla ne yazık ki özgüvensizlikle ve biri tarafından kukla gibi manipüle edilerek hayatına devam edenler... Beni üzen bu işte bilmemek önemli değil ama bildikten sonra uygulayamamak insanı mahvediyor işte. Yaşayan ölü böyle bir şey. İşin kötüsü o yaşayan ölüler, başkalarını da ısırarak bulaşıcı bir hastalık gibi yayılıyorlar. Mutsuzluk bulaşıcı mutsuzluk ise tramvaya nasıl dönüşüyor biliyor musunuz mutsuzluğa bile bile, göre göre maruz kalarak. Lütfen kendinize iyi bakın ve bu makalede anlattığım türde insanlar tanıyorsanız, ya hayatınızdan uzaklaştırın ya da hayatınızda yer almak zorunda olsalar bile onların kurbanı olmayın… Sevgiler Nilgün BODUR NİLGÜN BODUR İLETİŞİM LİNKLERİ: NİLGÜN BODUR ONLINE RANDEVU NİLGÜN BODUR SOSYAL MEDYA KANALLARI INSTAGRAM FACEBOOK YOUTUBE SPOTIFY TWITTER PINTEREST LINKEDIN NİLGÜN BODUR RESMİ WEB SİTESİ NİLGÜN BODUR KİTAPLARI ONLINE SATIŞ LİNKLERİ TÜM KİTAPLARI KAİDEYE TAMAH ETMEYEN İSTİSNADIR HAYAT AKILLANDIM ARTIK ŞİMDİ DAHA DELİYİM YANLIŞLIKTAN DEĞİL YALNIZLIKTAN SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM SIRADAKİ TEŞEKKÜRÜM BANA YANLIŞ YAPANLARA
- Kıskançlık Belirtileri
10 Madde ile Kıskançlık Belirtileri İşte kıskanıldığınızı size kanıtlayacak maddeler Bu 10 maddeyle size karşı kıskançlık besleyen bir kişiyi bu duygudan vazgeçiremeseniz de o kişiyle olan ilişkinizde yaşanan bazı durumlar sebebiyle karşınızdakinin samimiyetinden şüphe duyduğunuz için, kendinize kızmaya son verebilirsiniz. Geçtiğimiz senelerde yine belirtilerini madde madde anlattığım bir Arkadaş Kıskançlığı ve Kıskançlık Belirtileri yazısı yayınlamıştım. Bir proje için bazı videolarımı deşifre ettiğimiz için tekrar izlediğimde ise, bazı maddeleri de biraz daha açmak ve yeni maddeler eklemek istedim ve kıskançlığı genel olarak yani sadece arkadaş kıskançlığıyla sınırlamayarak anlatmak istedim bu kez de size. Yazıma devam etmeden önce bu blog yazısını okumak yerine dinlemeyi ya da izlemeyi tercih edenler için YouTube video linkini de paylaşmak istedim. Okumaya devam etmek isteyenler ise aşağıdaki linke tıklamadan devam edebilir. İleri boyutları antisosyal kişilik bozukluğuna sahip insanlarda görülen bu hastalıklı duygunun davranışa yansıdığında farkına varılabilecek alametlerinden en azından kendi bildiğim kısmını ve genelde o duyguyu duyanın ve yansıtanın değil de muhatabının ya da diğer bir deyişle kurbanının terapi görmesiyle sonuçlanan bazı ruhsal ve/veya fiziksel tahribatlarından da bahsetmek istedim. Üniversite okumamış bir genç, üniversite okuyan bir akranının üst düzey yönetici olduğunu görüp de geldiği ve bulunduğu konuma imrenirse mesela, kendisi de üniversite okumaya karar verebilir. Bu imrenme hissi güçlü bir motivasyondur ama sonuçlar tabii ki aynı olmayabilir. Yine de kimseye zarar vermeden, bilakis bir amaç edinerek ve o amaç doğrultusunda, kendisi için olumlu bir karar vermiştir. Sonucu Allah bilir… Sonuç zaten hiçbir zaman garanti değildir. Diyelim ki aynı konuma ulaşamadı ve zamanında imrendiği o kişiyi gördükçe kendini kötü hissetmeye ve yine aynı kişiye sebepsizce sinirlenmeye başladı. Bu duyguyu yaşayan kişi, hemen içine dönmeli ve o kötü duyguyu analiz etmelidir çünkü başta oldukça insani gibi gelen bu duygu, zamanla hastalıklı bir duruma evrilebilir İmrenme ve gıpta etme olarak başlayan duygularının zehirli bir kıskançlığa dönüştüğünü itiraf etmek istemez kendisine… Kendini her daim kayıran beyniyle de, zamanında örnek aldığı o kişiye kusurlar bulmaya çalışır belki de birdenbire. Her yaptığı her söylediği batmaya başlar ve o kişi kendisine yardım da etse, borç da verse, bir tavsiyede de bulunsa; egosu tavan yaptı, ukala, numaradan yapıyor, hava atıyor bana gibi düşüncelerle beyninin kendini kayırmak üzere kodlanan ve şeytani tarafıyla düşünmeye başladığının farkına varamayabilir… Bu durum kendisine zarar veriyorsa eğer ki becerebiliyorsa karşı tarafı da üzmemek ve ileride onun da kendisini sorgulamasını önlemek için açıkça “Ben galiba negatif düşüncelerle boğuşuyorum ve seni gördükçe başarısızlığımı hatırlıyorum. Görüşmeyi azaltalım ya da ben bu düşüncelerden kurtulunca sana dönüş yapayım” demektir ideal bir dünyada kişinin yapması gereken. Hiç vaki olmadığından tabii bu ideal durum daha basit bir yöntem olabilir mi diye düşündüm. O da karşı tarafa “ne oluyor ya” dedirtecek de olsa, hayatından çıkmak… Ama ne yazık ki dediğim gibi çok etikmiş gibi anlattığım bu 2. yöntem bile karşı tarafa acı bir verecek bir yöntem olup, kendisini sorgulamasına sebep olacaktır Ama en azından bir süre sonra o acı ya da varsa yara geçebilir ve izi kalmayabilir. Sessizlikle ve zamanla iki taraf da durumu kendi içinde sindirebilir. Ama bu yöntem seçilmezse ve eğer ki bir de kıskandığınız kişiyle yakın bir ilişki içindeyseniz size beyninizin oynadığı ve gerçek sandığınız “Ben kıskanç değilim, o kötü “ adlı oyunun bir yandan da saçmalığını içten içe hissedip sıklıkla da gerçekliğinden şüphelenirsiniz., Ama büyük ihtimalle o oyun sayesinde bu adaletsiz dünyayı kaldırabildiğiniz için ve de şüphe duymak zor geldiği için gerçeğiniz yaptığınız o oyunu, bolca onaylatmak istersiniz çevrenizdekilere. Kendinizi başarısız görmek ya da başarısızlıkları doğal karşılayıp kabullenmek yerine başaranları kötü görmenize yarayan ve sizin için oldukça motive edici olan bu düşünce oyununuzun onaylanması şüphelerinizi azaltacaktır çünkü… Hayatın cilvelerini ve adaletsizliğini kabullenip geçemediğiniz ve kendi amaçlarınız doğrultusunda çaba göstermeye devam etmek de çok zor geldiği için beyninizin oyununu diğerleriyle de paylaşmaya başlarsınız işte bu sebeplerle. Yolunuzda yürümek yerine bir ara durduğunuz ve başkasının yolunu izlemeye başladığınız için bolca vaktiniz de vardır tabii. Başaranın bunlardan haberi yoktur çoğu zaman. Hatta başardığının bile farkında değildir belki. Yürüyordur işte, durursa beyni ona da oyun oynar diye korktuğundan belki de. Kim bilir? İşte o an başlar, başaranı kötü gösteren yalanlar. Daha kötü bir senaryo daha vardır. Aynı durumda bir başkası hiç imrenmeden, hiç çaba göstermeden, yani okuyup da çalışıp da onun gibi olayım diye anlattığım “imrenme” safhasını bile yaşamadan, bu oyunları oynamaya başlayabilir… Önce kendisiyle ve sonra da ne yazık ki bomboş oldukları için yeni oyuncular arayıp bulabildiklerinden mütevellit, oldukça kalabalık bir güruhla… Güruh da boşsa bir de takım olarak sayısız gol atarlar defansı ve kalecisi olmayan takımın boş kalesine… Sahaya inip duruma bir bakmak isterse karşı takımın tek oyuncusu kırmızı kart çıkar hemen, hakem olduğunu bile hiç bilmediği birinden… Atılan gollerden lime lime olmuş kalenin filesini de eline verip gönderirler…. Ama kalanlar bilmezler. Kazandıkları galibiyet değildir. Çünkü onlarla kimse oynamamıştır. Karşı takımın olmadığı bir maçta boş kaleye gol atmanın sevinciyle hayatı geçirmeleri mümkün değildir. Bu sebeple boş kale arayıp dururlar hep birlikte ilerleyen günlerde… Oysaki bir uğraş bulsalar kendilerine en azından başkalarının gol atabileceği boş da olsa dikili bir kaleleri olur bu evrende… Kıskançlık kıskananın farkında olmadığı ve beyninin oynadığı oyunlara başkalarını da ortak yaptığı bomboş bir oyundur ve ne yazık ki o oyunun sonunda elde edildiği sanılan boş zaferle, kıskanılanın ruhu da kalesi gibi lime lime olur. Ama ne yazık ki kıskanç ruhların o boş zaferden başka kazanacakları tek bir zafer daha yoktur. Beriki yeni bir kale dikmek için uğraşmaktadır. Kim bilir belki de bu kez aldığı dersle iyi bir defans ve iyi bir kaleci de bulur. Kendisiyle oynadığı için kimseye gol atmak gibi bir amacı da yoktur. Hatta bu adaletsiz oyundan büyük bir kazancı da olmuştur. Gol yememek için defans yapması gerektiğini öğrenmiştir. Tuhaf belki ama kıskançlığın galiba yine tek faydası sonunda sadece lime lime ettiği ruhlara olur… İşte kaleleri başlarına yıkılmadan defansı önceden kurmak isteyenler için bu maddelerle “alametleri” anlatayım istedim. Ve her alamet anlatışımda üstüne basa basa söylüyorum. Bu alametleri ellerde aramayın. Çok önem vermediğiniz uzak çevreler size zarar veremez. Zararın gücü kişiye verdiğiniz önemle orantılıdır. En büyük yarayı sizde en yakınınız daha doğrusu yakın sandığınız açar… Öyleyse sizi son derece kıskanan veya kıskanan birinin gösterebileceği davranışlardan 10 tanesini sıralamaya başlıyorum. Farkındalığınızı arttırabilmek amacıyla. Farkına varınca içinde bulundukları durumun herkes için farklı olabileceğini de bildiğimden ne yapabileceklerine de kendileri karar vereceklerdir, eminim… Benim çorbadaki tuzum olsun istedim bu maddeler… KISKANÇLIK BELİRTİLERİ : 1- Kıskanç İnsanlar Başarılarınızı Küçümserler Benlik saygısı düşük olan insanlardır tabii ki bu insanlar, bu yeterince iyi olamama hissi, başkalarının başarısını bir tehdit olarak görme eğilimi de yaratır. Sonuç olarak, diğerlerini rotadan çıkarmaya ve başarılarını az görmeye ve öyle göstermeye çalışırlar. Bu onların kendilerini geliştirmelerinin tek yoludur. Yani başkasını azaltarak kendi sabit durumlarını çok sanmak ve sandırmak… Kıskanç bir insan, yaptığınız hiçbir şeyi asla iyi olarak kabul etmeyecektir. Başarılarınızı ve gurur duyduğunuz her şeyi küçümseyecektir. Başarınız için sizi tebrik etmek yerine, reddetmeye ve size de durum öyleymiş hissettirmeye çalışırlar Yani olur ya sevinirseniz ve paylaşırsanız bu sevinci, büyütülecek bir şey olmadığına kendilerini, çevrenizdekileri ve hatta sizi bile ikna edeceklerdir. 2- Kıskanç İnsanlar Hakkınızda Kötü Konuşurlar Kıskanç birinin hakkınızda başkalarına iyi bir şey söylemesini mi beklemiyorsunuz değil mi? Konuşacaklardır hatta iyi gibi konuşacaklardır ama söylediklerinin altındaki yılanlık diğerlerinin bilinç altına yerleşecektir. Olur ya sizin kulağınıza gelirse ve yüzleşirseniz o yılanlığı hissetmenin içgüdüsüyle niyetlerinin iyiliğine sizi bile inandıracaklardır. Ne söylendiği değil, nasıl söylediği çok önemlidir ve size de nasıl söylediğini anlattığında belki ikna olmayı istediğinizden ikna da olacaksınızdır. Anlattıkları doğru olsa da sorundur aslında çünkü güveninize ihanet edilmiştir. Ki genelde yalandır ve bu kez de zaten iftira niteliği taşır ve kanunen bile suçtur. Ama yalan ya da doğru söylentileri başlatmaktan ve yaymaktan da çok hoşlanırlar çünkü konuşabilecekleri bir konuları yoktur. Kariyerlerini dedikodu, fitne ve iftira konusunda uzmanlaşarak yaptıkları için size okuduğu bir kitabı ya da izlediği bir filmi, bir hobisini, yaptığı hayır işlerini, iletişimde olduğu bir insanla ilgili olarak kendi yaşadığı bir duygu durumunu anlatması mümkün değildir… Çünkü bunlar hayatında yoktur. Çünkü yalan çok vakit alır. Doğru kolaydır. Bilirsin ve söylersin biter ama yalan kariyer olunca yıllarını da alınca insanın, kurgusu, yönetimi, dallanması, budaklanması zaman alır ve takip gerektirir. Çünkü doğru ortaya çıkmasın diye de özen ve çaba göstermek gereklidir. Olmayan oldurmak ve bir de büyütmek ve yaşamasını sağlamak takdire şayan bir emektir. Bunu neden yaparlar peki? Tahmin ettiğiniz gibi kendiler iyi olamadığından, siz daha kötü yaparak giderleri olduğuna inandırırlar önce kendilerini ve sonra da geri zekâlılardan seçtikleri iç görüleri olmayan ve anlatılan yalanlara inanmaya teşne ve sayıları da oldukça yüksek el alemi 3- Kıskanç İnsanlar Sizin Haberiniz Bile Olmayan Bir Yarışta Sizinle Rekabet Ederler Kıskanç insanlar size içlerinden meydan okuyup, sizi özenle yine içlerinde sessizce kurguladıklarından mütevellit size bildirilmemiş yarışa sokarlar. Onlarla aynı ligde bile olmayan ve rakipliğinden bihaber olan rakipleriyle federasyondan habersiz kaçak maçlar düzenlerler. O rakip de maç yaptığını bilmediğinden ya da bir maçta olduğunu hissetse de sonucun kendi ligini etkilemeyeceğini düşündüğünden belki de bile isteye maçı kaybeder. Yenilgisine sevinir hatta, karşı tarafı mutlu ettiğini hissettiğinden. Maç boyunca yapılan faullere, hilelere, elleriyle attıkları gollere göz yumarlar bu sebeple… Birini iyi hissettirmek atılan gollerden ve kazanılan maçtan daha büyük bir ödüldür onlar için. Kıskançlıktan beyni yanmış insanın amacı yine, boş kaleye gol atarak, karşısındakini zayıf ve kendisini güçlü görmeye ve göstermeye çalışmaktır… Hep görmeye ve göstermeye diyorum. Çünkü zaferlerini başkaları görmezse ve tebrik edip onaylamazsa olmayan bir maçı kurgulamanın, o maçta oynamanın ve nihayetinde kazanmanın saçmalığından bir ara şüphe etmekten korkacaklardır. Dedim ya yalan emek ister. Boşa gitsin ister mi o kadar emek veren hayatını üzerine kurduğu yalanlara… 4- Kıskanç İnsanlar Sizi Yıkmak ve Yıldırmak Amacıyla Eleştirirler Bir şeyi başarmak için ne kadar çalıştığınız veya ne kadar yetenekli olduğunuz önemli değildir onlar için. Kıskanç olan bir kişinin sizin için tek duygusu vardır o da kıskanmaktır. Fakat öyle çetrefilli bir duygudur ki bu adını başka bir şey koymak telaşıyla başka isim de veremezler. Kıskancım ben resmen ya demez ki insan kendine ya da diğerlerine. Bu sebeple bir dolu yalan ve yancı duygular yüklerler sizin için zihinlerine, beyinlerine, davranışlarına, kararlarına, sözlerine, kalplerine… Başka duyguya yer kalmaz ki bedenlerinde… Sonuç olarak, bu yancı duyguları yaratırken zorlanmamak için de sizi her zaman yanlış yapan, onlara kötü davranan, ukala, beceriksiz, çirkin ama sadece şansı yaver giden bir aşağılık olarak göreceklerdir… Oysaki azıcık düşünseler bulurlar. Bu kadar yakınınızda olan, sizin koşulsuz sevdiğiniz, güvendiğiniz, her şeyinizi paylaştığınız, ilişkinizde emek verdiğiniz kişi adi düşüncelerini sizinle hiç paylaşmadığı için de bilmediğinizden ve yüzünüze gülmeye devam ettiğinden dolayı hayatınızdaki mücadelenize bir de haber verilmeyen maçlar eklenen birinin aslında ne kadar şanssız olduğunu bilseler kıskanmak yerine acırlar… Ve çok şanssız olduğunuzu da anlamazlar ama dedim ya kıskançlığın çetrefilli oluşundan kaynaklı istihab haddini aşmıştır beyinleri…Bu yüzden şanslı görünürsünüz gözlerine. Yanmıştır beyinleri yolculukta bir yerlerde… Ve işte eleştirerek ve azarlayarak aslında bir bok olmadığınızı size sürekli anlatarak öğrenmenizi isterler ve bildiğinizden ya da unutmadığınızdan emin olmak için de yaptıkları tekrarlarla bilgilerinizi pekiştirirler. Onlar için bu sizin için verdikleri büyük çabadır ve siz de bir bok olmadığınız halde değerli vakitlerini çalmaktasınızdır. Bu lütuflarını da göze soktuklarından anlamamanız ihtimaline yer bırakmayacaklardır. Minnettar olmanız gereklidir. Bir bok olmayıp bir de nankör olmak istemezsiniz değil mi? Hatta bu eleştirilerde genellikle kendileriyle veya başkalarıyla kıyaslamak suretiyle yara almanızı sağladıklarını sanırlar. Çünkü kendilerini sizinle kıyaslayıp büyük yara almışlardır zamanında. Karşılarındakini de kendileri gibi sanırlar… Bir süre sonra yara almadığınızı hissedip dozu arttırırlar ve ne yazık ki sonunda sevdiğinizin söyledikleri bilinç altınıza işler… Ve hayat ile verdiğiniz mücadeleye bir de kendinize yaptığınız telkinler eklenir… Her şeyi bırakın, sevdiğiniz biri sizi eleştirince ona iyi görünmek için haddinden fazla çabalamak bile yorgun düşmek için, tükenmek için yeterlidir… 5- Kıskanç İnsanlar Kaçak İltifat Ederler Kıskançlık, tipik olarak düşük benlik saygısının bir sonucu olduğundan, genellikle kişi kendi benliğini algılamaktan kaçınır. Kim kötüyü görmek ister ki kendisinde? Sizi kıskananlar bu duyguyu maskelemek için çeşitli yöntemler geliştirirler. Alaycılık da bunlardan biridir. Yüksek sesle ağladığın için sana gerçek bir iltifat bile edemezler. Hak etmediğiniz başarılara ve güzelliklere sahip olduğunuzu düşünen insanlar size iyi hissettirmek ister mi? Akıllıca gizlenmiş bir hakaret olması için uğraşırlar iltifat etmek konusunda zaruri hissettikleri anlarda. Mesela saçınızın modelini değiştirirsiniz ve berbat olmuş demezler özellikle kalabalık bir grup içindeyseniz ve herkes size ne kadar yakıştığını söylüyorsa o anda. Olumsuz eleştirilerini başlasa olduğunuz anlara saklamayı da bilirler. Ne yorucu değil mi? İçtenlik ve gerçeklik olmayınca hayatta büyük mesai aslında kötülük ve hasetlik. Mesela derler ki “Çok yakışmış bak. Bunu kocan seni aldatmadan yapsaydın da adam başka kadına gitmeseydi.” 6- Kıskanç İnsanlar Sahne Çalarlar Kıskanç bir insanın görmek istediği son şey, spot ışıklarının size dönmesidir. Sizi güven dolu görmek ve tüm ilgiyi çekmeniz onların gerçek anlamda aklını kaybetmesine sebep olabilir. Buna kesinlikle dayanamazlar. Bu duygular, kendilerinde olmayan bir şeyi, yeteneği, bilgiyi, aşkı, parayı kabullenemedikleri gibi, bir başkasında olmasından da rahatsız olan beyinlerindeki kısa devre yapmış ve yanmış noktalardan kaynaklanır. Bilimsel açıklamaya çalıştım bu kez. Umarım becermişimdir. Başkalarının bırakın başarısını parasını, huzurunu ya da hayallerini bile duymaya dayanamazlar. 7- Kıskanç İnsanlar Bir de Meraklıdırlar Kıskanç insanlar her zaman burunlarını işinize sokarlar. Hayatınızda olan her şeyi takip ederler. Sanki sizinle olan her şeyi bilmek zorundadırlar, zar zor iletişim halinde olsanız bile onlarla, alırlar ağzınızdan sırlarınızı ve verirsiniz siz de… dedim ya zaten bu kıskanç insanlar zaten kıskanılan insanların en yakınları… Kıskanılanda travma yaratması ve kıskanın da bu kadar emek harcayıp sabotaj planları yapmasının sebebi zaten yakın olmaktır. Ve bu merak ve akabinde size yöneltilen sorular sizin cevaplarken sandığınız gibi iyiliğinizi çok önemsedikleri için değildir. Çevreye çarpıtarak yayabilmek için, sizin hakkınızda doğru bilgilere ihtiyaçları vardır. Harcadıkları zaman ileride yalanlarının tutarlı ve gerçek görünmesi için kullanacakları doğrularınız içindir. Alt yapı harcaması yani… Hatta o harcanan zamanı da size gösterdikleri sabır veya lütuf gibi eklerler ileride anlatacakları yalanların yanına. Tabii ki, gerçekten aradıkları şey onlara güvendiğinizden rahatlıkla itiraf edebildiğiniz içinde bulunduğunuz kirli ya da lekeli basit ve insani bir durumdur ama onların ihtiyaçları zaten bir toz zerresidir…Onlar üzerinizdeki toz zerresini çamur yapmayı çok iyi bilir. 8- Kıskanç İnsanlar Anlamsız Tartışmalar Yaratmaya Çalışırlar Kıskanç bir insanla onlarla yaşadığınız basit bir şey hakkında konuşmaya çalışırken, hatta çok sıradan ve onlarla ilgili bile olmayan bir olayı onlara anlatırken, bir şekilde yanlış olduğunuzu kanıtlamak için farklı konulara girip, kendilerini olayın içine yerleştirip ya da size haksızlık yapan birinden bahsediyorsanız, o kişiye avukatlık etmeye başlayıp saçmalarlar. Ama sorun bunu anlamak zordur. Çünkü genellikle sizi hiçbir konuda kayırmayı düşünmedikleri halde karşı tarafın haklı alternatif sebeplerini düşünüp bulurlar. İlginç olan tartışmalarda konu ikinizin arasında yaşananlar olduğunda, sizin alternatif sebeplerinizi hiç bulamayan ve düşüncesiz davranan ama böyle kabul ettiğiniz ve yine de sevmekten vazgeçmediğiniz bu insanlar , evinize gelen bir ustanın yanlış yaptığı ya da yapamadığı şeylerden falan bahsettiğinizde bile onlar için mesleğine ömrünü adamış 40 yıllık bir avukattan daha iyi savunma yaparlar o usta için… Siz, sizi yumuşatmaya çalışıyor sanırsınız, alternatif kötü bir sebep düşünmezsiniz bile konu sevdiğinizse tabii…Oysaki asıl amaç size her zaman sorunları büyüten ve bir başkasının hatalarını gören, edepsiz ve geçimsiz bir kişi olduğunuzu kanıtlamaktır. Allahtan avukat kimliğine bürünür. Ya hâkim olsa? Müebbet cezası yiyebilirsiniz boya ustasının her yerde döktüğü ve çıkaramadığınız boyalar için hayıflandığınızda. Bu insanlar aynı zamanda enerji vampirleri olarak da bilinir. Kendi hayatlarında hayal kırıklığına uğradıklarında anlatmak, paylaşmak, teselli edilmek yerine ketum davranıp içlerindeki nefreti besleyen bu insanlar, o nefreti de konfor alanları yapıp kimsenin içinde olduğu duruma bakamayacak hale gelirler. Onlar gibi sefil olmanı isterler. Hak verirlerse rahatlarsın diye korkarlar. Kendileri gibi nefretle dol isterler. 9- Kıskanç İnsanlar Hatalarınıza Bayılırlar Kıskanç insanların kendilerine ait kayda değer başarıları olmadığından, başkalarını övmek zorunda kalacakları durumlarla karşılaşmaktan çok korkarlar. Bu zehirli insanlar, başkalarının bir sorunla mücadele ettiğini veya bedbaht halde olduğunu görünce çok rahatlar. Bir hata yapın ya da bir tür kaybınız olsun, yardım etmeyi şuraya bırakın, yüzünüze vurmak için her an yanınızda olmak isterler. Her an olamazlar ama başkalarına anlatmaları lazımdır çünkü. Hatta ballandıra ballandıra anlatacaklarından çok vakit gereklidir. Kusura bakma bugün arayamadım canım dediklerinde, anlayışla karşılayın, olur mu? 10- Kıskanç İnsanlar Kötü Tavsiyeler Verirler Sizi kıskanan birinden iyi niyetli, faydalı bir tavsiye alamayacaksınızdır. Ne de olsa onların amacı sizin tavsiyelerine ihtiyaç duyduğunuz o durumdan çıkmamanızdır. Hatta siz kendi düşüncenizi ya da kararınızı söylerseniz o durumla ilgili kararlarınızdan ve kendinizden şüphe etmenize bile neden olurlar. Etrafta her zaman kıskanç insanlar olacak ve ne kadar çok başarılı, zengin, mutlu, huzurlu olursanız da, o kadar çok olacak zaten. Ama artık birisinin sizi kıskandığına dair alametleri bildiğinize göre, ne yapacağınıza karar verebilirsiniz. Ben derim ki onları bulun ve hayatınızdan çıkarın ya da en azından uzak tutun. Ama muhtemelen tüm belirtilere rağmen sevdiğiniz söz konusu olunca kör ve sağır olmayı seçen o minnoş kalbiniz sebebiyle gözünüze sokulmadan anlamanız da zor olacaktır. Sevdiğinizden olur ya şüphe duyarsanız kendinize kızan insanlarsanız, doğruyu bildiği halde yapamayanlardansınız demektir. Yine de bu yazıyı okuduğunuzda ya da aşağıda linklerini paylaştığım videoları izlediğinizde ve bu maddeler size tanıdık geldiğinde yalnız değilmişim hissi geldiyse bile yeterlidir benim için. Acı çekmeyi önleyemeyiz belki ama tek başımıza çekmediğimizi bilmek bile iyileşme yolunda olumlu bir adımdır… İşte benim tek motivasyonum da bu anlatırken sizlere… Yalnız olmadığımı ve yalnız olmadığınızı ispatlamak… Amaç, acı çekerken yalnız hissetmeyerek bir nebze de olsa şifalanmak… Acınız, yalnızlığa sürüklediğinde sizi, çevrenizdeki akbabalar sebebiyle sadece acı değil, kendinizden ettiğiniz şüphe de eklenir çünkü bir de yaşadığınız olumsuz duygulara ve o duygu işte, çok fena… Acı çektiğiniz için bir de, kendinizi deli zannedersiniz o şüphe duygusuyla… İşte ben de bilin diye anlattım. Yalnız değilsiniz… Deli de değilsiniz. Sadece kötü insanlara denk geldiniz… Nilgün BODUR İLETİŞİM KANALLARI NİLGÜN BODUR ONLINE RANDEVU NİLGÜN BODUR SOSYAL MEDYA KANALLARI INSTAGRAM FACEBOOK YOUTUBE SPOTIFY TWITTER PINTEREST LINKEDIN NİLGÜN BODUR RESMİ WEB SİTESİ NİLGÜN BODUR KİTAPLARI ONLINE SATIŞ LİNKLERİ TÜM KİTAPLARI KAİDEYE TAMAH ETMEYEN İSTİSNADIR HAYAT AKILLANDIM ARTIK ŞİMDİ DAHA DELİYİM YANLIŞLIKTAN DEĞİL YALNIZLIKTAN SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM SIRADAKİ TEŞEKKÜRÜM BANA YANLIŞ YAPANLARA
- Hayatınız Sandığınız Kadar Kötü Değil
Hayatınız Sandığınız Kadar Kötü Değil ve Bunu Kanıtlayacak 10 Madde ile Mutlu Bir Hayat Nasıl Yaşanır? Yaşamda cevaplanmayan sorular ve çözülemeyen sorunlar yaşayana özel gelir ama insan olmak sınavlardan geçmeyi gerektirir. Yani acınız çok da olsa aynısını ya da daha fazlasını çeken vardır. Açıkçası bazı acıların da sebebi rahat batmasıdır. Yani evladı amansız bir hastalığa yakalanan bir kadın sizce aşk acısını dert yapar mı kendine? Bu yüzden bir acı hissettiğimde içimde tek duam vardır. Allah bu dersi unutturacak dert vermesin... Kalp ağrıları, mide yanmaları, uykusuz kalışlar, gülümsediğiniz günleri unutmalar kaçınılmazdır. Bütün her şey yanlış gözüküyorsa yine gözünüze, zor geliyorsa yüreğinize, o zaman belki sayacağım bu maddeler toparlanmanızı sağlar. Başkalarına söylemesi kolay, ezberlenmiş, fabrika ayarlarımıza işlemiş maddeler benim saydıklarım aslında. İnsan bir tek kendine yukarıdan bakamaz ve ezberlediklerini ne yazık ki hatırlamaz. Bu yüzden bazen hatırlatmak istiyorum hem size hem kendime. Yazıma devam etmeden önce bu yazıyı okumak yerine dinlemeyi ya da izlemeyi tercih edebilecekler için YouTube video linkini de paylaşmak istedim. Okumaya devam etmek isteyenler ise aşağıdaki görsele tıklamadan devam edebilirler. İnsan olmak lüks bir arabaya sahip olmak gibi… İçinde şoför koltuğunda oturup arabayı kullanırken göremezsin aslında o arabanın güzelliğini. Bu sebeple dışarıdan bakanların onayını istersin. Oysa ki onaylasalar da onaylamasalar da araba güzeldir. Sadece hep içinde oturduğun için göremediğinden onay beklersin. Bu sebeple arabadan inince arkanı dönüp ilerlerken “bip” sesini duyarak kapıları kilitlemek yerine, şöyle bir karşısına geçip bakmak gerekir bazen. Bildiğini hatırlamak gerekir. İşte ben de bunu yapıyorum samırım; bildiğimiz ama arkamızı dönüp görmediğimiz gerçeklere dikkat vermemizi istiyorum. Araba güzel. Kimse söylemese de siz bilin yeter. Ama kapıyı kapatır kapatmaz da ona dönmeyin arkanızı. İşte bu sebeple şimdi inin o arabadan, yüzünüzü dönün hakettiğiniz ve tırnaklarınızla kazandığınız gerçeklere ve öyle dinleyin beni olur mu? Şimdi gelelim " Hayatınız Sandığınız Kadar Kötü Değil " başlığını kanıtlayacak maddelere: 1. Bu da Geçecek Bazen hayatın kabalıkları, hoyratlıkları, adaletsizlikleri, yüzsüzlükleri sonsuza dek sürecek gibi hissettirir kişiye. İşle ilgili sorunlar, aile sorunları, aşk sanrıları, dost kazıkları veya online alışverişle aldığınız elbisenin teslim edildi görünüp elinize hiç ulaşmaması gibi stresli durumlar yorar o güzelim beyninizi. Bu sorunlardan ömür boyu olacak zaten ama hiç biri ömür boyu sürmeyecek. Geçecek. Kendinize bunu hatırlatın, işlerin sonsuza kadar bu kadar kötü olmayacağını unutmayın. Sıradan, basit, rahat batması şeklinde zuhur eden ve hep var olacağını sandığınız olayların mutlaka geçeceğini düşünün. Hatta sizi hasta yapmayacak kadar küçük olan bu dozlarla aşılanım hayata. Büyükleri gelince çökmesin bünye. Her şey geçer işte. Yenisi gelirse onu da göğüsleyebilmek için bu düşünceye ihtiyacımız var. “Bu da geçer! “ İlaç gibi, hap gibi, serum gibi hatta kemoterapi gibi cümle. Kanseri bile yener sanki. Hatta son kitabım "Kaideye Tamah Etmeyen İstisnadır Hayat" ta bile var bu satırlar. Bütün acılar geçer Bazıları delip geçer Bazıları geçmez sanılır geçer Bazıları da geçmesin istersin Yine geçer. Bir de bakarsın o acılar zamanı gelince Merhem yerine bile geçer Başka bir acının üzerine sürersin. O da geçer 2. Bazı Şeyler de Doğru Gidiyor İşler ters gittiğinde, neyin doğru gittiğini anlamak zordur. İyi şeyleri elemek ve sadece kötü şeylere odaklanmak kolaydır. Çünkü beynin en iyi oynadığı oyundur bu kişiye. Farklı bir renk ruj sürersiniz. O gün on kişi görür sizi. Dokuzu bayılır, iltifatlar eder. Biri çıkar “Hiç olmuş mu? Senin tenine gitmiş mi ?” der... Büyük ihtimalle özel hayatında sorunlar yaşayıp eleştiriye maruz kalıp mutsuzluğunu yansıtmak için yer ve bahane arayan bir ruhtur o da. Ve siz bir daha o ruju sürmezsiniz. Çünkü evinize döndüğünüzde hatırladığınız diğer dokuz kişinin iltifatları değil, o sonuncunun eleştirisi olacaktır. İşte böyle… İyi şeyleri yok saymak, kanıksamak ve sadece kötü şeylere odaklanmak beynimizin zahmetsizce oynadığı bir oyundur bize ve biz insanlara kızarken, her kötü şeyin sebebini onlar görürken, vitamin mineral takviyeleri alıp evladımız gibi baktığımız beynimizin bize attığı kazığı görmezden geliriz. Şımartmayın işte bu yüzden onu. Sizi kandırabileceğini bilin ve müdahale edin. Kötü şeyler olurken, sıradan gördüğünüz, hatta görmediğiniz, bakmayı unuttuğunuz olumlu değerleri düşünün ve onları kendinize hatırlatın. Size çok küçük ve basit gelen bir varlığınız ya da yeteneğiniz, belki de birçok kişinin ulaşmaya çalıştığı amaçtır, hayaldir. 3. Bazı Şeyleri Ben Kontrol Edebilirim Hatırlanması gereken en önemli şeylerden biri, yaşadığınız olumsuz durum üzerinde bir miktar da olsa, azıcık da olsa kontrole sahip olmanızdır. Durum üzerinde tam kontrol sahibi olmasanız bile, her zaman kontrol edebileceğiniz bir şey vardır. O da o olaya karşı tutumunuz ve tepkinizdir. Sevdiğiniz birinin bir ağır hastalık haberini aldığınızda çaresizce yere yığılmak, ağlanmak, dövünmek, bayılıp ayılmak yerine, imkanlarınız içerisinde en iyi doktoru ve en iyi tedaviyi araştırmak, yakınınızı üzmemek, iyi enerji sağlamak için sakin ve umutlu ve dimdik durmak gereklidir. Bunu bizzat yaşadığım için. Hem de çok gençken yaşadığım için rahat konuşabiliyorum. Eski eşim kansere yakalandığında ikimiz de iki ailenin küçükleriydik. Yaşımız da aynı sayılırdı. Ben 28 o 29… Ve ben çok ama çok korksam da ikinci yöntemi seçtim ve bir damla gözyaşı dökmedim ve neşeli ,umutlu, çözüm odaklı davrandım. Hala şaşırırım o hallerime. Allah veriyor doğruyu yapacak gücü işte. Ve gerçekten de tedaviye cevap vermezse iki ay içinde kaybedebiliriz dedikleri bir hasta iyileşti. Sebebi bu değildi belki. Pozitif olup da hem de çok pozitif yenilen de bir çok insan gördük bu illete. Ama zaten sonuçta kontrolümüz yoksa demiştim bu maddeyi anlatmaya başladığımda ama süreci katlanılabilir kılmak, içimizde olanları yönetmekten geçiyor. Tavrınız, tutumunuz çevrenizi de etkiliyor böyle süreçlerde ve sizin umudunuz kırılsa da bazen unutmayın ki başkalarının umudunu kırmaya gerek yok asla. 7 sene önce boşandım ben. Biliyorum merak ettiniz di mi? Eski eşim dipçik gibi ve evli. Allah her daim mutlu etsin onu ve eşini. 4. Yardım İsteyebilirsiniz Yardım istemek bazen zor olabilir. Minnet duygusundan korkar bazı gereksiz derecede gururlu insanlar. İşte onlardan biri de benim, oysa ki zor durumlarla başa çıkmanın en iyi yollarından biridir. Hem de yardım talebinizi geri çeviren ya da umursamayan kişilere de notunuzu verdiğiniz bir tecrübe olur bu. Yardım istemeyen gururlu insanlar genelde güçlü görünmeyi sevdiklerinden irtibatta oldukları kişilerin kriz anındaki tepkilerini minnetsizlikleri yüzünden ölçemezler. Ama yaşanan her zor durumsa İnsanlara özellikle yardım etmeyi teklif edenlete neye ihtiyacınız olduğunu söyleyin. Akıl akıldan üstündür ve aynı tecrübeyi yaşayan biri ise birçok terapistten daha etkili ılacaktır sizin için. Maddi bir arka çıkış, destek, duygusal destek veya kavanoz açmak için bile olda yardıma ihtiyacınız olursa, arkadaşlarınızı ve ailenizi arayın ve yardım isteyin. Bu sizi güçsüz yapmaz. Bu sizi başkalarının desteğine ihtiyaç duyduğu an egosunu hiçe sayan ve o yardım istediği insanlara önemli olduklarını hissettiren ve onlar için bir şeyler yapmayı çok isteyen insanlara fırsat veren biri insan yapar. Dediğim gibi. İstediğinde alacağı ucuz bahanelerle bezeli olumsuz yanıt ise bir şey kaybettirmez ona. Tam tersi yaralı parmağa dahi işemeyen bencil bir ya da birkaç asalağın da hayatınızdaki yerini belirler. Ne derler bilirsiniz? İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara. 5. Bu Yaşadığım Sorun Seneye Anlam İfade Edecek mi? Bugün endişe ettiğimiz sorunların çoğu bir yıl sonra aslında bir ay sonra bike önemli olmayacak belki de. Şu an bir şeylerin yanlış gittiği bu sürecin, yaşam sürenizin sadece küçük bir yüzdesi olduğunu kendinize hatırlatın. Ağır hastalık ve ölüm acısı gibi büyük bir sorunla uğraşıyorsanız bile, bu hayatta herkes bir gün çok sevdiğinin ölümüne şahit olacak ve herkes de yaşamına bir süre sonra devam ediyor. Ölenle ölemiyor istese de. Allah sıralı ölüm versin yüne de. Bunların dışındaki her sorun sorun sayıldığı için utanır bence. Gitmeyin zavallı sorunun üstüne. 6. Ben Hallederim Duygusu Zor zamanlarla karşılaşma, tanışma ve sonra onları ele alma konusunda yaşanan güven eksikliği zor zamanları daha da zorlaştıracak strese neden olabilir. Hatırlanması gereken en iyi şeylerden biri, zor durumlarla başa çıkabilecek güç beyninizde ve yüreğinizde vardır. Siz inanmasanız da fabrika ayarlarınız böyledir. Öfkeli, incinmiş, hayal kırıklığına uğramış veya üzgün hissetmiş olsanız bile, sizi öldürmez günlük dertler. İş, aşk, kariyer, patron, arkadaşlıklar, kazıklar, arkadan konuşmalar, dolandırılmalar, iftiralar ve bunlara bağlı travmalar geçer gider. Önemli olan bunlarla karşılaşıncaki tutumunuz. İşte o kalıcıdır ve stresi asıl o yaratır. "Bittim ben" mi diyeceksiniz yoksa ben bunu da hallederim mi? Benim okurlarım iyi kalplilerdir ama çok güçlülerdir bu sebeple cevabınızı biliyorum ben. Sizler halledersiniz ve halledeceğinizi de bilirsiniz 7. Bunda da Bir Hayır Var Bu maddeyi not alırken kahkaha attım. İçimden dedim ki Nilgün ya 46 yaşına geldin “Hayır var” diye diye ve ilginçtir ki her negatif olayın da hayrını gördün ama valla artık görmeyeyim. Hayır görmekten tükendim . Şaka bir yana, bir durum ne kadar kötü olursa olsun, bundan iyi bir şey çıkacağına eminim ben. Tecrübeyle sabittir. En azından züğürt tesellisi demeyin; ben çok inanıyorum buna… Muhtemelen bir yaşam dersi alacaksınız ve inanın çok önemlidir; duyulan, dinlenilen, kulağa çalınan değil de bizzat yaşanılan tecrübeler. Eb azından aynı hatayı gelecekte tekrarlamamayı öğrenirsiniz. Bu bile yeter. Kötü şeyler olduğunda ve çaba göstereceğiniz bir durum olmadığında size düşen tek şey var. ortaya çıkabilecek iyi şeyler vardır mutlaka ve derdi değil, getireceği sürprizleri düşünün. Çok güzel bir söz var. Bu maddeye çok uyacak. Sokrates’in bir sözü. Çok ama çok severim: “Mutlaka evlenin. Eşiniz iyi olursa mutlu, eğer kötü olursa da filozof olursunuz' 8. Kontrolüm Dışında Olanları Kabul Etmek İyileştiricidir Sizin kontrolünüzde olmayan birçok şey var tabii. Bu da yaşamın cilvesi., bazen teğet geçer, bazen de delip geçer. Geçmişinizi, başka bir kişinin davranışını veya sevdiğiniz birinin sağlık sorunlarını değiştiremezsiniz. Başkalarını değişmeye zorlamak veya sizin kontrolünüzde değilse işleri farklı kılmak için zaman harcamayın. Yapamayacağınız şeyleri denemek için zaman ve enerji harcamak çaresiz ve bitkin hissetmenize neden olur. Kabullenme, esneyebilme, eğilip bükülebilme sanatıdır hayat. Esnerseniz, kabullenirseniz, gerektiğinde eğilip gerektiğinde dimdik olursanız kırılmazsınız. Kabullenme çaresizlik durumlarında en şifa verici yöntemdir. Uçağa bindiğinizde ağır bir türbülans olunca, “cockpit”e girip müdahale etmezsiniz. Pilota güvenirsiniz. Yapacağınız bir şey yoktur. Kemerinizi bağlarsınız ama.Hayatta da böyle. Kemerlerinizi bağlayın. Gerisini Allah’a bırakın 9. Geçmişteki Zorlukların Üstesinden Geldim, Bunun da Üstesinden Gelirim Zorluklarla karşılaştığınızda hatırlamanız gereken şeylerden biri, geçmişte sorunla başa çıkmış olmanızdır. Başarılı bir şekilde uğraştığınız zorlukları göz ardı etmeyin. Çaresiz hissedince yetersiz de hisseder insan. Tüm hayatı hakkında kurban psikolojisine girer. Bu sebeple Aştığınız tüm geçmiş sorunları kendinize hatırlatın böyle durumlarda ve mevcut sorunlarla başa çıkma konusunda güven kazanın. Şöyle bir. Çünkü düşünce yapınız olacakları belirleyecektir çoğu sorunda. Yetersizlik duygusu ve kurban psikolojisi ile mücadele mücadele değildir. Yenilenin başından belli olduğu bir muharebedir. Bob Marley der ki: “Ne zaman ki güçlü olmak, tek çare olarak kalır; o zaman anlarsın ne kadar güçlü olduğunu.” Bazen gücümüzü anlayabilmek için bile bir fırsattır işte sorunlar. 10. Kendime İyi Bakmam Gerekli Her şey ters gidiyorsa, çare yoksa, yapacak bir şey yoksa, dünya batıyorsa, bari o zaman kendine iyi bak. Uyu, egzersiz yap, sağlıklı beslen ve boş boş oturma. Hobiler bul. Hiç yeteneğin olmadığını düşündüğün bir konuda uğraş verince sonuçlara şaşırırsınız. Üçüncü kitabım “ Yanlışlıktan Değil Yalnızlıktan “ da yazmıştım: “Bir şeyi çok iyi yaptığımız için hobimiz olmaz, hobimiz olduğu için iyi yapmaya başlarız…” İşte kendinize daha iyi baktığınızda, çaresizce beklemekten başka bir şansınız olmadığı bir durumda, duvarlara bakıp zamanın geçmesini beklemek yerine br de üzerine kendinizi geliştirmek için de çaba gösterirseniz ileride sorunlarınızla başa çıkmak için daha donanımlı olacaksınızdır. Hiçbir şey yapmadan ötlece bekledim demek kolay gelir di mi.? Çaresizdim demek o kişiye empati ve sempati duyulmasını sağlar… Ama empati ya da sempatiyi size başkaları duymasın artık. Sizler kendinize duyun bunları ve sürünen değil, yavaş da olsa yürüyen bir insan olmanın yollarını arayın. Size vah vah diyenleri dinlemek bir şey kazandırmaz size. Dert dillendirildikçe büyür zaten. Önce dert sandığınız şeylerin dert olmadığını anlayın. Sonra da aynaya baktığınızda gurur duyacağınız bir insan yaratın. “Vah vah”lar sizi daha güçlü biri yapmaz ama potansiyelini keşfetmek için kriz anlatını bile değerlendirmek aynaya baktığınızda alkışlamak isteyeceğiniz bir insan olmanızı sağlar... Sessiz sinemanın büyük üstadı, filmlerinde konuşmasa da hayatta konuştuklarıyla bugün bile ilham veren Charlie Chaplin in bir sözü ile noktalandırıyorum bugünkü yazımı: “Ayna en iyi arkadaşımdır, çünkü ben ağladığımda o gülmez” Benim için gülün aynalara bugün . Önünden geçip gitmeyin. Arada Bir de aferin deyin. Bir başkasının demesini beklemeyin..,. Öpüyorum sizi. Hem kendinize hem de aynalara iyi bakın Nilgün BODUR İLETİŞİM LİNKLERİMİZ: NİLGÜN BODUR ONLINE RANDEVU NİLGÜN BODUR SOSYAL MEDYA KANALLARI INSTAGRAM FACEBOOK YOUTUBE SPOTIFY TWITTER PINTEREST LINKEDIN NİLGÜN BODUR RESMİ WEB SİTESİ NİLGÜN BODUR KİTAPLARI ONLINE SATIŞ LİNKLERİ TÜM KİTAPLARI KAİDEYE TAMAH ETMEYEN İSTİSNADIR HAYAT AKILLANDIM ARTIK ŞİMDİ DAHA DELİYİM YANLIŞLIKTAN DEĞİL YALNIZLIKTAN SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM SIRADAKİ TEŞEKKÜRÜM BANA YANLIŞ YAPANLARA
Diğer Sayfalar (13)
- NİLGÜN BODUR | YAZAR
NİLGÜN BODUR YAZAR - İLETİŞİM DANIŞMANI - SOSYOLOG NİLGÜN BODUR İLE ONLINE GÖRÜŞME RANDEVUSU ALIN NİLGÜN BODUR ONLINE DANIŞMANLIK NİLGÜN BODUR KİTAPLARI NİLGÜN BODUR TÜM KİTAPLARI KAİDEYE TAMAH ETMEYEN İSTİSNADIR HAYAT Bütün acılar geçer. Bazıları delip geçer Bazıları geçmez sanılır geçer Bazıları da geçmesin istersin, yine geçer. Bir de bakarsın o acılar Zamanı geldiğinde Merhem yerine bile geçer. Başka bir acının üzerine sürersin. O da geçer. SATIN AL AKILLANDIM ARTIK ŞİMDİ DAHA DELİYİM Bilirsin, gittim demem ben... Bilirim çünkü giden ben olsam da çoktan gitmiştir benden, beni gitmeye mecbur eden… SATIN AL YANLIŞLIKTAN DEĞİL YALNIZLIKTAN DEVAMI Birlikte karar verilmişçesine “ayrıldık” demek, birinin gidişinin, diğerinin ise kalışının yükünü hafifletecektir. Biri onursuz, diğeri de mutsuz görünmeyecektir. “Ayrıldık” kelimesi kadar yanlış kullanılan bir yüklem daha yoktur Türkçe’de. Sevişmek, özlemek, mutlu olmak, birlikte davranmayı gerektirir. Ayrılık ise birinin kaçışı, diğerinin acısıdır ve “biz” öznesine hiç yakışmamaktadır. SATIN AL SEN GİTTİN YA BEN ÇOK GÜZELLEŞTİM Sadece hayatta değil, ayakta da kalarak, mutlu olarak, kahkaha atarak yeneriz düşmanlarımızı. En büyük intikam, intikamı bile düşünmemektir. En büyük intikam, bizsizliktir. En büyük intikam, senin aynada gördüğünü onun artık görememesidir. SATIN AL SIRADAKİ TEŞEKKÜRÜM BANA YANLIŞ YAPANLARA DEVAMI Olduğu gibi kabul ederim her şeyi ben. Olmazları olur yapmaya ise hiç uğraşamam... Seveceği varsa sever, gideceği varsa gider, geleceği varsa; göndeririz kendisini, tekrar gider... Oluruna bırakırım hep, Zaten hayırlı değilse gelenler, geldikleri gibi giderler... Bir tek saçımı olduğu gibi bırakamam Hep topuz yaparım. Onun dışında her şeyi öyle olduğu gibi bırakırım... Oysa farkında değil "olduğu gibi" bıraktıklarım, Ben aslında çoğu şeyi henüz "olmamışlar" diye bıraktım... SATIN AL NİLGÜN BODUR ÖZGEÇMİŞ NİLGÜN BODUR HAKKINDA NİLGÜN BODUR KİMDİR? DEVAMI 1974 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Nilgün Bodur, Avusturya Kız Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu. 2020 yılında ise, felsefe, psikoloji ve sosyolojiye bilim dallarına çocukluğundan beri olan ilgisi sebebiyle ,2. lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünde eğitimini sürdürmeye karar veren yazar, eğitiminde 3. Yılını tamamladı. Kariyerinde, Eren Holding çatısı altında bulunan, Burberry, Lacoste, Swatch, Gant, Coach, Nautica ve Calvin Klein gibi bir çok yabancı markanın yanısıra Damat ve Desa gibi yerli markalar bünyesinde görev yapan Nilgün Bodur, Kurumsal İletişim, Reklam ve Pazarlama konularında gerçekleştirdiği, kendisine ve çalıştığı firmalara dünya çapında ödüller kazandıran yaratıcı projelerle de, perakende sektörünün önde gelen pazarlama ve iletişim uzmanlarından biri olarak yer aldı. Sosyal medya platformlarında paylaştığı fikirler ve yazdığı makalelerle geniş kitlelerin ve özellikle de kadınların dikkatini çeken Nilgün Bodur, kısa süre içerisinde samimi kalemi ve okurlarında farkındalık arttıran dünya görüşünü ve insan ilişkileri konusundaki farklı felsefesini, sansürsüz ve samimi bir şekilde paylaşması sebebiyle geniş kitlelerin sevgisini kazandı. "Sıradaki Teşekkürüm Bana Yanlış Yapanlara" adlı ilk kitabını, 2017 yılında çıkaran Nilgün Bodur’un , takip eden beş yıl içerisinde, Sen Gittin Ya Ben Çok Güzelleştim" , “Yanlışlıktan Değil Yalnızlıktan” , “Akıllandım Artık Şimdi Daha Deliyim”, “Kaideye Tamah Etmeyen İstisnadır Hayat” adlı kitaplarının da raflarda yerlerini almasıyla, toplamda beş kitaba imza attı. Ve tüm kitaplarıyla çok satanlar listelerinin zirvesine çıkmayı başardı. Bugün, sadece yazdıklarıyla ile değil, yaşam felsefesi ve güçlü hitap yeteneğiyle de dikkat çeken Nilgün Bodur, büyük topluluklar önünde yaptığı motivasyon konuşmalarının yanı sıra kurumlara da iletişim ve pazarlama konularında motivasyon eğitimleri vererek kariyerini sürdürmekte . Sosyal medya kanallarında yaptığı samimi konuşmalarla bir çok kişiye ayna tutan Nilgün Bodur, toplum psikolojisinin ilmini alarak da sosyal platformlardaki konumunu, toplumsal farkındalığı arttırmak için kullanmayı hedeflemekte. User NİLGÜN BODUR SAYFA İÇERİKLERİ NİLGÜN BODUR SİTE İÇERİKLERİ ONLINE GÖRÜŞME Detaylar hakkında bilgi edinmek ve yer ayırtmak için tıklayın RANDEVU BLOG Nilgün Bodur'un kitaplarında yer almayan deneme yazıları için tıklayın OKU VİDEOLARIM Tüm sesli kitap ve kişisel gelişim videolarımızı izlemek için tıklayın İZLE PODCAST Dinlemek için lütfen aşağıdaki butona tıklayın DİNLE NİLGÜN BODUR İLETİŞİM KANALLARI NİLGÜN BODUR İLETİŞİM KANALLARI GÖRÜŞME RANDEVUSU Nilgün Bodur ile yüz yüze konuşmak isterseniz tek tıkla randevu alabilirsiniz. Detaylar için tıklayın. SİZE ÖZEL BLOG SAYFASI Blog sayfamıza üye olarak siz de kendiniz yazılarınızı paylaşabilir, yorum alabilir veya size özel blog sayfanızı online arşiv olarak kullanabilirsiniz. MESAJ VE YORUM İletişim formunu doldurarak siteye abone olduktan sonra mesajlarınızı bize iletebilirsiniz SORU VE CEVAP Bize sıkça sorulan soruların cevaplarını verdik. Sizi bekletmek istemedik. İŞ BİRLİĞİ ÖNERİLERİNİZ Kurumsal iş birliği teklif ve önerilerinizi e-posta adresimize tüm detaylarıyla iletebilirsiniz.
- KİTAP SÖZLERİ | NİLGÜN BODUR
NİLGÜN BODUR KİTAP ALINTILARI NİLGÜN BODUR KİTAP SÖZLERİ NİLGÜN BODUR İLETİŞİM KANALLARI GÖRÜŞME RANDEVUSU Nilgün Bodur ile yüz yüze konuşmak isterseniz tek tıkla randevu alabilirsiniz. Detaylar için tıklayın. SİZE ÖZEL BLOG SAYFASI Blog sayfamıza üye olarak siz de kendiniz yazılarınızı paylaşabilir, yorum alabilir veya size özel blog sayfanızı online arşiv olarak kullanabilirsiniz. MESAJ VE YORUM İletişim formunu doldurarak siteye abone olduktan sonra mesajlarınızı bize iletebilirsiniz SORU VE CEVAP Bize sıkça sorulan soruların cevaplarını verdik. Sizi bekletmek istemedik. İŞ BİRLİĞİ ÖNERİLERİNİZ Kurumsal iş birliği teklif ve önerilerinizi e-posta adresimize tüm detaylarıyla iletebilirsiniz.
- KVKK | NİLGÜN BODUR
1) Gizlilik Politikası nilgunbodur.net web sitesi (Nilgün Bodur'a aittir) işbu Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası (“Politika”) ile https://www.nilgunbodur.net adresli web sitesi kullanım koşulları konusunda; Web Sitesi’ne bilgi, görüntü, video, resim, fotoğraf gibi materyal gönderdiği ya da sağladığına bakılmaksızın, Web Sitesi’ni ziyaret eden gerçek kişi, tüzel kişiliği haiz ve/veya kurum ile kuruluş niteliğindeki Web Sitesi kullanıcılarını bilgilendirmek suretiyle ilke olarak Kullanıcı’ya ilişkin bilgilerin gizliliğini korumayı amaçlamaktadır. Bizimle paylaştığınız kişisel verilerinizin 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) uyarınca korunması ve bu bilgilerin KVKK’ ya uygun kullanımı en önemli önceliklerimiz arasında yer almaktadır. İşte bu yüzden kişisel verilerin işlenmesi ve bu konudaki haklarınızı size daha ayrıntılı açıklamak istiyoruz. 2) Toplanabilecek Kişisel Veriler nilgunbodur.net web sitesi , Kullanıcı’ların arzusuna bağlı olarak Kullanıcı’nın kimlik bilgilerini, e-posta adresi, telefon numarası gibi iletişim bilgilerini, Web Sitesi’ne konu hizmetlerin ifa edilmesi için gerekli olabilecek ve KVKK ve ilgili tüm mevzuat uyarınca kişisel veri sayılan sair bilgileri toplayabilecektir. Kullanıcı, kendi arzusu doğrultusunda nilgunbodur.net web sitesi , ile paylaşabileceği verilerin işbu Politika’da belirtilen kapsamda, belirtilen amaçlarla işlenmesine açıkça muvafakat etmektedir. KVKK uyarınca, kişisel verileriniz sadece aşağıda açıklandığı çerçevede; işlenecek, kaydedilecek, saklanacak, güncellenecek ve mevzuatın izin verdiği durumlarda 3. kişilerle paylaşılabilecektir. 3) Kişisel Verilerin Hangi Amaçla İşleneceği nilgunbodur.net web sitesi ile iş ilişkisi içerisinde olan kişilerin hukuki ve ticari güvenliğinin temini; nilgunbodur.net web sitesi , insan kaynakları süreçlerinin yürütülmesinin temini; nilgunbodur.net web sitesinin ticari ve iş stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanması amaçlarıyla KVKK’nın 5. ve 6. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları dahilinde işlenecektir. 4) Kişisel Verilerinizin Aktarımı nilgunbodur.net web sitesi , ayrıca, KVKK’nın 5 ve 8. maddeleri uyarınca ve/veya ilgili mevzuattaki istisnaların varlığı halinde kişisel verileri Kullanıcı’nın ayrıca rızasını almaksızın işleyebilecek ve üçüncü kişilerle paylaşabilecektir. Bu durumların başlıcaları aşağıda belirtilmiştir: Kanunlarda açıkça öngörülmesi, Fiili imkansızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması, Kullanıcı ile nilgunbodur.net web sitesi arasında herhangi bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması, Hukuki yükümlülüklerin yerine getirilebilmesi için zorunlu olması, Kullanıcı’ nın kendisi tarafından alenileştirilmiş olması, Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması, Kullanıcı’ nın temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, nilgunbodur.net web sitesi , ’in meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması. Kişisel verilerinizi, size sunduğumuz hizmetleri ifa edebilmek için hizmetlerinden yararlandığımız işbirliği içinde olduğumuz taraflarla, dış kaynak hizmet sağlayıcıları ile hissedarımızla, doğrudan ya da dolaylı olarak yurtiçi/yurtdışı iştiraklerimizle paylaşabiliriz. Yukarıda sayılan bu taraflar kişisel verilerinizi, KVKK’nın 9. maddesinde sayılan kişisel verilen yurt dışına aktarılması şartlarını sağlamak kaydıyla, dünyanın herhangi bir yerinde bulunan sunucularında saklayabilecektir. Bizimle paylaşmış olduğunuz tüm kişisel verileriniz, nilgunbodur.net web sitesi , nezdinde yer alan veri tabanında KVKK’nın 12. maddesi doğrultusunda gizli olarak saklanacak ve ticari amaçlarla üçüncü kişilerle paylaşılmayacaktır. 5) Kişisel Verilerin Yurtdışına Aktarılması nilgunbodur.net web sitesi , tarafından kişisel veriler sadece Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından yeterli korumaya sahip olduğu ilan edilen yabancı ülkelere veya yeterli korumanın bulunmaması durumunda Türkiye’deki ve ilgili yabancı ülkedeki veri sorumlularının yeterli bir korumayı yazılı olarak taahhüt ettiği ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun izninin bulunduğu yabancı ülkelere aktarılabilir. 6) Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Önlemler nilgunbodur.net web sitesi , KVKK’ nın 12. maddesine uygun olarak, kişisel verilerinizi gizli tutmayı, gizliliğin sağlanması ve güvenliği için gerekli teknik ve idari her türlü tedbiri almayı ve gerekli özeni göstermeyi taahhüt etmektedir. nilgunbodur.net web sitesi , kişisel veri barındıran bilişim sistemlerinin yetkisiz erişimlere ve hukuka aykırı veri işlemelere karşı korunmasını sağlamak amacıyla hashtag, şifreleme, işlem kaydı, erişim yönetimi ve fiziksel güvenlik tedbirleri almaktadır. nilgunbodur.net web sitesi ’nin gerekli bilgi güvenliği önlemlerini almasına karşın, web sitesine ve sisteme yapılan saldırılar sonucunda kişisel verilerin zarar görmesi veya üçüncü kişilerin eline geçmesi durumunda, ETİCARET MERKEZİ A.Ş., bu durumu derhal sizlere ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na bildirir. 7) Kişisel Veri Sahibinin Hakları Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi işbu Prosedür’de aşağıda düzenlenen yöntemlerle ETİCARET MERKEZİ A.Ş., ’ e iletmeniz durumunda Şirketimiz talebin niteliğine göre talebi en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde ücretsiz olarak sonuçlandıracaktır. Bununla birlikte, işlemlerin bir maliyet gerektirmesi halinde, Kişisel Verilerin Korunması Kurulu tarafından, KVKK’nın 13. maddesine göre belirlenen tarife üzerinden ücret talep edilmesi mümkündür. Bu kapsamda kişisel veri sahipleri; Kişisel veri işlenip işlenmediğini öğrenme, Kişisel verileri işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme, Kişisel verilerin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, Yurt içinde veya yurt dışında kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme, Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesini isteme ve bu kapsamda yapılan işlemin kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme, KVKK ve ilgili diğer kanun hükümlerine uygun olarak işlenmiş olmasına rağmen, işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması hâlinde kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesini isteme ve bu kapsamda yapılan işlemin kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme, İşlenen verilerin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle kişinin kendisi aleyhine bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme, Kişisel verilerin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğraması hâlinde zararın giderilmesini talep etme haklarına sahiptir. KVKK’nın 13. maddesinin 1. fıkrası gereğince yukarıda belirtilen haklarınızı kullanmakla ilgili talebinizi, “yazılı” veya Kişisel Verilerin Korunması Kurulu’nun belirlediği diğer yöntemlerle Şirketimize iletmeniz gerekmektedir. Yukarıda belirtilen haklarınızı kullanmak için kimliğinizi tespit edici gerekli bilgiler ve kullanmak istediğiniz hakkınıza yönelik açıklamalarınızla birlikte talebinizi, KVKK’nın 11. maddesinde belirtilen hangi hakkınızın kullanımına ilişkin olduğunu da belirterek aşağıdaki adrese iadeli taahhütlü mektup yoluyla iletebilirsiniz. KVVK hükümleri kapsamında başvuru yapabileceğiniz Veri Sorumlusu: nilgunbodur.net web sitesi sahibi Nilgün Bodur info@nilgunbodur.net 8) Çerez (Cookie) İnternet üzerinde Web Sitesi ziyaretiniz sırasında bilgisayarınıza kaydedilen küçük veri dosyaları olarak tanımlanabilecek çerezler kullanılmaktadır. Çerezler, genel olarak web sayfalarının devamlı kullanıcıları tanımasına ve kullanıcıların siteye girişlerini kolaylaştırmasına imkân sağlamak ve sitelerin içeriklerini iyileştirmek ve geliştirmek amacıyla toplu verileri toplamasına ve derlemesine imkân vermek amacıyla kullanıcıların bilgisayarına yollanan ve orada saklanan küçük metin dosyalarıdır. Web Sitesi’nde kullanılan çerezler Kullanıcı’ nın kişisel bilgilerini saklamamakta ve ifşa etmemektedir. Ayrıca, çerezler vasıtası ile aktarılan bilgiler, herhangi bir promosyon veya pazarlama amacı için de kullanılmamaktadır. nilgunbodur.net web sitesi , çerezler aracılığıyla Web Sitesi’nin kullanışlılığını ve etkinliğini arttırmak için Web Sitesi’nin kullanım şekillerini izlemektedir. Çerezler vasıtası ile elde edilen bilgiler üçüncü şahıslara satılmayacak ve/veya paylaşılmayacaktır. Kullanıcı, kullanmakta olduğu internet tarayıcısında gerekli ayarları yaparak daha önceden yüklenmiş çerezleri silebilir, ileride yüklenecek çerezleri engelleyebilir ya da çerezlerin yüklenmeleri esnasında tarayıcının Kullanıcı’ yı uyarmasını sağlayabilir. Ancak, söz konusu çerezlerin Web Sitesi’nin düzgün çalışması ve belli fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için gerekli olabileceğini belirtmek isteriz. 9) Kişisel Verilerinizin Silinmesi, Yok Edilmesi veya Anonimleştirilmesi İşbu Politika’da belirtilen amaçlarla işlenmiş olan kişisel verileriniz; KVKK’nın 7. maddesinin 1. fıkrasına işlenmesi gerektiren amaç ortadan kalktığında ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 82. madde ve Türk Ceza Kanunu 138. maddeye göre ise Kanunların belirlediği süreler geçince tarafımızca silinir, yok edilir veya anonim hale getirilerek kullanılmaya devam edilir. 10) Veri Sorumluları Siciline Kayıt nilgunbodur.net web sitesi , veri işlemeye başlamadan önce Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenerek ilan edilecek süre içinde Veri Sorumluları Sicili’ ne kayıt olmalıdır. Veri Sorumluları Sicili’n e kayıt başvurusunda aşağıdaki bilgiler sunulmalıdır: Veri sorumlusu olarak nilgunbodur.net web sitesi , ’in ve varsa temsilcisinin kimlik ve adres bilgileri. Kişisel verilerin hangi amaçla işleneceği. Veri konusu kişi grubu ve grupları ile bu kişilere ait veri kategorileri hakkındaki açıklamalar. Kişisel verilerin aktarılabileceği alıcı veya alıcı grupları. Yabancı ülkelere aktarımı öngörülen kişisel veriler. Kişisel veri güvenliğine ilişkin alınan tedbirler. Kişisel verilerin işlendikleri amaç için gerekli olan azami süre. Kayıt bildiriminde sunulan bilgilerde değişiklik meydana gelmesi halinde, söz konusu değişiklikler derhal Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanlığı’na bildirilir. 11) Politika’ daki Değişiklikler Web Sitesi’nde sunulan hizmetlerden yararlananlar bütün bu şartları okumuş ve kabul etmiş sayılırlar. nilgunbodur.net web sitesi , işbu Politika’ daki hükümleri önceden haber vermeksizin değiştirme hakkını saklı tutar. İşbu Politika 25.10.2018 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. Politika’da değişiklik yapılması halinde, Politika Kullanıcı’ ya herhangi bir yöntemle sunulduğu tarihte yürürlük kazanır. Bu doküman KVKK uyarınca şirket web sitesi kullanıcılarını, yatırımcıları, müşterileri ve tedarikçileri bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır. NİLGÜN BODUR RESMİ WEB SİTESİ KVKK AYDINLATMA METNİ NİLGÜN BODUR İLETİŞİM KANALLARI GÖRÜŞME RANDEVUSU Nilgün Bodur ile yüz yüze konuşmak isterseniz tek tıkla randevu alabilirsiniz. Detaylar için tıklayın. SİZE ÖZEL BLOG SAYFASI Blog sayfamıza üye olarak siz de kendiniz yazılarınızı paylaşabilir, yorum alabilir veya size özel blog sayfanızı online arşiv olarak kullanabilirsiniz. MESAJ VE YORUM İletişim formunu doldurarak siteye abone olduktan sonra mesajlarınızı bize iletebilirsiniz SORU VE CEVAP Bize sıkça sorulan soruların cevaplarını verdik. Sizi bekletmek istemedik. İŞ BİRLİĞİ ÖNERİLERİNİZ Kurumsal iş birliği teklif ve önerilerinizi e-posta adresimize tüm detaylarıyla iletebilirsiniz. NİLGÜN BODUR KİTAP SÖZLERİ
Hizmetler (1)
- NILGUN BODUR ILE ONLINE TERAPİ
ANLATMAK ISTER MISIN? Yorumlarinin ya da elestirilerinin objektifligine guven duyarak yakinlarina yasadiklarini veya problemlerini anlatabilmek, bir bireyin gunumıuz toplumunda zamanla artan ama karsilanamaz hale gelen cok dogal bir ihtiyacidir. Stres ve baski gitgide artarken cevreye duyulan guven azalmakta ve bu sebeple tanimadiklari kisilerle daha rahat dertlesebilir oldu bireyler. Kendilerine anlatilanlari, ileride bir gun ortak cevrelere farkli sekilde aktarma ihtimali olmayan "el" dediklerimiz, objektif olabildikleri icin de bir dosta, bir akrabaya, bir hayat arkadasina tercih ediliyorlar; konu ozel paylasimlar oldugunda. Eger sen de icini dokmek istiyor ama cevrene guvenmekte zorlaniyorsan, ben buradayim. Ustelik randevularini web sitemizden tek tikla alabilirsin. Ve randevu saatinde kamerası olan telefon, tablet veya bilgisayarından e-postana gönderilen linke tıklaman yeterli. ***** BILGI METNI: ONLINE TERAPI SEANS SURESI 45 DAKIKADIR VIDEO GORUSMESI OLARAK ZOOM APLIKASYONU UZERINDEN GERCEKLESIR. SISTEM ÜZERINDEN RANDEVU ALINDIGINDA, E-POSTA ADRESINIZE ZOOM GORUSME LINKI OTOMATIK OLARAK GONDERILECEKTIR. GORUSME SAATINDE GONDERILEN LINKE TIKLAMANIZ YETERLI OLACAKTIR ONEMLI NOT: Randevu alindiktan sonra 24 saat icerisinde 1000 TL tutarindaki odemenin Garanti Bankası TR07 0006 2000 1830 0006 6704 67no'lu IBAN'a yapilmasi rica olunur. Aksi takdirde randevu sistem tarafindan otomatik olarak iptal edilmektedir. Odemeyi yaparken aciklama bolumune adinizi ve soyadinizi formdaki sekliyle yazmaniz rica olunur. Randevunuzu 24 saat öncesine kadar iptal edebilirsiniz. Ucret iadesi ayni gun icinde yapilmaktadir. Odeme dekontunuzu info@nilgunbodur.net adresine gondermenizi rica ederiz.