top of page

Manipülasyon

Bu İnsanlara Dikkat Edin!


Konumuz, manipülatörler ve manipülasyon


Birçok insan sosyal medyada paylaşılanları okuyor ve YouTube’da, Facebook’ta videolar izliyor ve bazen ortalıkta dolaşan, hatta dolaşan demek yanlış oldu; havada uçuşan terimleri duyabiliyor, ancak ne duyduklarından emin olamıyorlar, örneğin gaslighting, manipülasyon, narsisizm, anti sosyal vb gibi şeyler.

Bazılarınız bu terimleri hiç duymamış bile olabilirsiniz…

Bugün bu kelimelerden “manipülasyon” hakkında konuşmak istedim.


Yazıma devam etmeden önce bu blog yazısını okumak yerine dinlemeyi ya da izlemeyi tercih edenler için YouTube video linkini de paylaşmak istedim. Okumaya devam etmek isteyenler ise aşağıdaki linke tıklamadan devam edebilir.



Çünkü bu kelime aslında tüm mutsuz ya da depresyonda olan insanların sorunlarının ana sebebi.

Aşk, kariyer, para, sağlık falan değil inanın; insanların mutsuzluğunun sebebi.

Onlar için mücadele verirken yolda karşılarına çıkan manipülasyonlar ve vicdansız manipülatörler.


Manipülasyon, tüm narsisistik, bol çatışmalı, zor ve günümüzde “toksik” diye de adlandırılan ilişkilerde o kadar klasik ve olmazsa olmaz bir dinamik ve bu sebeple bu kelimeye tek başına hak ettiği değer verilmiyor diye düşündüm. Ve bu yüzden kendisi hakkında bir yazı yazmak istedim.

Manipülasyonun sözlük tanımıyla başlamak gerekir diye düşündüm bu yazıma.

Sözlükler, manipüle etmek yüklemini , bir kişiyi veya durumu akıllıca ama haksız veya vicdansız bir şekilde kendi çıkarı doğrultusunda kontrol etmek veya etkilemek olarak tanımlıyor.

Manipülasyon kelimesi ise, tanımı gereği, kendisine hizmet eden manipülatörün bir hedefe ulaşmak için gerçekleştirdiği eylem. Ve bu eylem manipüle edilenin çıkarına olmuyor tabii ki.


Ancak, bu çıkarcı ve bencil insanlar sizden olarak ne istedikleri ve neden sizden bir şey istedikleri veya neden sizin yardımınıza ihtiyaçları olduğu konusunda şeffaf olmak yerine, istediklerini vermeniz veya amaçlarını gerçekleştirmeliyiz için sizi cümlelerle ve davranışlarla etkilemeye çalışırlar.

Üstelik hassas duygularınızla resmen satranç oynayarak.

Manipülasyon, karşısındakine suçluluk, utanç, zorunluluk, düşük öz değer ya da düşük öz saygı, kafa karışıklığı, kaygı, yeterince iyi olmama korkusu verilerek yapılır.

Ve yapılan da yapan da ne yaşadığını pek bilmez.

Yapan bilerek yapıyorsa zaten onun adı manipülatörlükten daha farklı bir şeydir kesin. Ben teknik terim bilemediğim için şerefsizlik veya adilik demeyi tercih ediyorum.


Hepimizin sahip olduğu çok savunmasız alanlarda raks ederek gerçekleştirir manipülatörler emellerini. Manipülatif bir kişinin manipüle etmesi çok kolaydır. Hobi gibi. Sık yapıldığında, önem verildiğinde, zaman harcanıldığında git gide güzelleşiyor sonuçlar, profesyonelleşiyor.


Ve özellikle eğer ki i̇kili ilişkideki bir kişi karşısındakinin ayrılma ya da terk edilme korkusu olduğunun fark ederse, o korkuya mutlaka büyük zevkle oynayacaktır.


Ve sizde onlara bu oyun sonucunda alınganlık, öfke, umursamama gibi bekledikleri tepkileri verirseniz oyunun galibi bellidir.


Ve bu tepkiler genellikle manipülasyonun işe yaradığının en açık göstergelerinden biridir.


Genellikle manipüle edilenler, vicdan ve merhamet sahibi, duygusal kişiler oldukları için bu yöntemler onlarda çok iyi çalışır çünkü onlar kendilerini rahatsız eden şeyden, o şey her ne ise işte ondan kaçınmak i̇sterler. Yani karşındakini üzmemek, pişmanlık yaşamamak, insanları kötü durumda bırakmamak için kendi zamanlarından, paralarından, aşklarından, işlerinden verip karşılarındaki için fedakarlık yaparlar.


Bana göre suçluluk, insanların en çok kaçınmaya çalıştığı en rahatsız edici duygudur. Hatta bazen yanlış bir kelime, hiçbir zaman insanların hayal kırıklığına uğramasını istemezler.


Mesela bir ilişkinin bitmesini ya da o ilişkideki dengelerin değişmesini istemiyorsun, zaman ve emek harcamışsın, yatırım yapmışsın, yani resmen borsaya yatırım yapmışsın ve hisse senetlerinin değerlerinin sabırla yükselmesini bekliyorsun ama yüksek kazanç getirme ihtimali kadar, aynı hisse senedinin tahtasının kapanması ihtimali de var. Borsa bu, riskli yatırım.


Ve o ilişkideki usta manipülatör der ki,


“Arkadaşlarınla ​​veya ailenle zaman geçirmeni seviyorum. Ama çok çalışıyorsun ve parçalanıyorsun. Bir yandan bunun için de çabalıyorsun. Bu yoğunluğunda çok yıpranırsın. Sanırım bu şekilde benim aradan çıkmam iyi olacak. Sen ne düşünüyorsun? Bilmiyorum.


Normal bir ilişkide, sağlıklı bir ilişkide, karşı tarafa yükü varmış gibi davranırken ekstra bir yük yaratılmaz.

Zor durumda olan, biri o zor durumda çabalarken, bir yandan da kendisine yeni bir sorun yaratılarak, seçim yapmak zorunda bırakılmaz.

Şimdi bunların hepsi, olumsuz manipülasyon diyebileceğim şeyin kapsamına giriyor, kişi korkularımız veya zayıflıklarımızla oynayarak bizi manipüle ediyor, küçük şeyler bile olsa…

İnsanları hayal kırıklığına uğratma korkumuz aslında bizi hayal kırıklığına uğratıyor, farkında değiliz.

Bu daha çok taciz edici, zalimce ama ortalama şiddette bir manipülasyon türüdür.


Ama bir de pozitif manipülasyon vardır ama yine kişi karşısındakine pozitif hissettirerek kişisel çıkarlarına hizmet eder. Bu bir tür gaz verme manipülasyonu. Pozitif dediğime bakmayın, yancılık, yalakalık ve dalkavukluk denen şeydir bu işte.


Hatta size birkaç yöntemi var bu işin manipüle edildiğinizi anlayabilmeniz adına aklındaki örnekleri vereyim.


1- Karşılarındakinin Kendinden Şüphe Duymasını Sağlarlar.

Bu maddeleri kısa geçeceğim örneğin bu maddeyi açıklamak gerekirse “sen dedin ya” ya da “Yoo ben öyle demedim” cümlelerini çok sık sarfeden insanlar sizi kendi kendi gerçekliğinizden

şüpheye düşürür. Yani önce delirtirler sonra deli derler.

Şöyle diyebiliriz kukla oynatmaktan zevk alan kukla idare etmekten aşırı haz duyan özgüvensiz insanlar sizi delirterek sizin özgüveninizi düşürürler ki kendi seviyelerine inebilesiniz. seviye eşitliyorlar yani.

2-Karşılarındakini Suçluluk Tuzağına Düşürme Konusunda Uzmandırlar.

Bunun da yöntemleri vardır birer cümleyle aktarayım size.

Kendi yaptıkları kadar çok iş yapmadığınızı her fırsatta öne sürmek.

Geçmişte yaptığınız hataları sürekli başınıza kalkmak

Geçmişte sizin için yaptıkları iyilikleri hatırlatmak ve 0nlara “borçlu” olduğunuzu hissettirmek.

Kızgınmış ve küsmüş gibi davranmak ama sonra onlara sorduğumuzda ortada bir sorun olduğunu inkar etmek

Kısacası pasif-agresif davranışlarda bulunmak


3- Nezaketten, Merhametten, Etik Davranışlarınızdan Dibine Kadar Yararlanırlar.

İlginçtir ki olması gereken artı özelliklerimiz ne yazıkki en çabuk manipülatörler tarafından kokusu alınan özelliklerdir. Fakat onlar bunu sizi methetmek için değil sömürmek için kullanırlar

Türkçedeki elini veren kolunu alamaz atasözü aslında duygusal bir manipülasyonun güzel bir tarifidir. Siz iyilik yaptığınız için iyi hissedersiniz bu güzel bir şeydir. Ama bunun travma yaratan kısmı bir gün sizin ihtiyacınız olduğunda onların ortalıkta olmadığını anlamanızdır. Bu yüzden iyilik yaparken iyilik beklemeyin derim ben çünkü beklemediğin iyiliğini kötülüğünü de yaşamazsınız. Hatta nankörlük ihtimalini göze alamıyorsanız iyilikte yapmayın çünkü iyilik toplum adalet sistemimizde en çabuk cezalandırılan suçtur.


4-Bilerek Yanlış Bilgi Yayarlar

Ve itibar yönetiminiz onlar tarafından yapılır çokta iyi yapılmaz bu görev. Genellikle bu tür insanlar minareyi çalmadan kılıfı hazırladıkları için sizin hakkınızda çevreye sizden önce davranarak eleştirisel yorumlarda bulunurlar. Bu önyargı yaratır insanlarda. Zaman içerisinde negatif enerjileri çevrenizden hissederken bir yandan da o kişiyle yaşadıklarınızı anlatmak istediğinizde size inanan tek kişiyi çevrenizde bulamazsınız.

İşin kötüsü genel olarak çevreden aldığınız tepki ya da umursamama yani tepkisizlik, yine kendinize olan inancınızı sorgulamanıza sebebiyet verir ve Buda yine değersizlik ve özgüven eksikliği duygularını beraberinde getirir.


5- Asla Suç Üstlenmezler Ve Suçu Kabullenmezler.

Üstelik ortada onlara ait bir suç varsa ki bu yeteneklerini ayakta alkışlıyorum bir şekilde işlenen suçun kendilerine karşı işlendiğine insanları ikna ederler. İşte buna benim nefret ettiğim kurban psikolojisi adı verilir. Ajitasyon dediğimiz yine insanların çevrenin de merhametine oynanılan mağdur psikolojisi ile ilgi toplayan ve çok da farkına varmadığımız varamadığımız bir gizli narsızım de denilen kişilik bozukluğu türünün en önemli özelliğidir.

6-Manipülatif Özelliklerini Saklamakta İyilerdir.

Boynunda tabela olan bir manipülatör gördünüz mü?

Kılık değiştirme konusunda üstün yetenekleri vardır.

Onları daha da güçlü yapan da budur.

Bu haltı yerken yakalanabilme ihtimallerinin farkındadırlar tabii ki. Bu konuda uzmanlaşanlardan bahsediyorum. Yine az önce söylediğim cümleye geliyorum daha önce çok minare çaldıkları için kılıfı hazır ve hatta yedekli tutarlar.

7-Yaptıkları Her Şeyi Normal Gösterirler.

Hatta sizin o yaptıkları şeyi yanlış görmenizi büyük şok ve şaşkınlıkla karşılarlar. İşin ürkütücü olan kısmı öyle benim ikna yeteneğim vardır yaptım eski mesleğim dolayısıyla kişiliğim dolayısıyla da ama yanlış bir şey kullanırsanız bunu doğru olanı yanlış olan Sandırırsanız karşınızdakine ve buna ikna ederseniz kişi yine kendini sorgulamaya başlar. Özet karşısındakini güçsüzleştirerek kendini güçlü gören zavallıların kurbanlarıyla dolu toplumlar


8- Cahil taklidi yaparlar.

Bunu genellikle son çare olarak kullanılır.

Yani hataları yüzlerine vurulursa ve çok net bir hata varsa ortada, öyle mi işte biz böyle gördük adem vallahi ben hiç bilmem böyle şeyleri adabı muaşeretten anlaman gibi kelimeler kullanırlar ya da sizden bir şey istediklerinde sen niye yapmıyorsun dediğinde işte ben anlamam derler yani cehalet en güçlü silahlarıdır. Hatta cehalet genel olarak atom bombasıdır.


Ben maddeleri saydıktan sonra genelde kapatırım ama bir konu özetle dikkat çekmek istiyorum. Sizi sürekli yeren insanın negatif enerjisinin farkına varmak o kadar zor değildir ve onlardan gelebilecek bir kötülük bizleri çok da şaşırtmaz.

Benim fikrimi yoran onaylanma ihtiyacının sürekli artması sebebiyle tabii ki sosyal medya yüzünden arttı bizleri överek pohpohlayarak ve bize kendimizi iyi hissettirerek hatta sonrasındaki gelecek kötülükleri tahmin bile edemememizi sağlayarak bizi sömüren ve travmalara sürükleyen pozitif manipülasyon dediğim halbuki çok negatif olan manipülasyon türü.


Mesela övgü benim için çok içten olduğunda anlamlı ama o övgü öven kişinin çıkarı doğrultusunda kullanıldığı zaman psikolojik şiddetin sözlük karşılığıdır.

Övülmek çok güzel bir şeydir.


Bir örnek vererek bu konuyu anlatmak istiyorum.

Mesela, sizin hiç maddiyata önem vermediğinizi düşündüğünü söyleyen biri ve hatta bu konuda sizi sürekli öven biri, kısa bir süre sonra sizden borç para istediğinde o sevdiğiniz övgüyü kişiliğinize yakıştırdınız övgüyü sahiplenirsiniz ve karşınızdaki kişiyi düş kırıklığına uğratmamak için belki de, ya da kendinizi kendinizi ispatlamak için normalde vermeyeceğiniz bir miktarda borcu güle oynaya verirsiniz.

Hatta gururlanırsınız bile kendinizle.

Ama aynı öykü sebebiyle belki de bir ay sonra geri ödeneceği söylenen o borç, geri ödenmediğinde, senelerce isteyemezsiniz. Yani övüldüğünüzde bence dikkat edin, acaba o övgüler, yani bizi biraz da şımartan şeyler, bize yakıştığını düşündüğümüz ama aslında bize yapışan sıfatlar, o göğsümüzü kabartan cümleler, içten ve karşılıksız mı sarf ediliyor yoksa sarf edenin çıkarına mı çalışıyor?

Bu tekniğin ikili ilişkilerde cicim ayları ve balayı evrelerinde ortaya çıkması daha olasıdır, görünüşünüze iltifat edebilirler, bilginize, kariyerinize, deneyiminize, sohbetinize, karşınıza gözünüze, her şeyinize iltifat edebilirler, ancak bunu onlara ileride istedikleri bir şeyi almak için yaparlar. Bu tür davranışlara duygusal insanlar, kayıtsız kalamazlar. Ah canım benim, ne hoş adamsın ne tatlısın, derler. Ben hep derim ki, övgüler şişme ki yergiyle de sönme.


Aslında burada devreye giren konu onaylanma ihtiyacının fazlalığı.

Çünkü biz kendimizi biliyorsak ve tanıyorsak, fiziğimizi, karakterimizi, kariyerimizi, sohbetimizi, erdemimizi, merhametimizi, başkalarına ispat etmek için değil de, kendi iç huzurumuz için, aynaya rahat bakabilmek için, mükemmellik için uğraşmayıp, temiz bir kalple elimizden geldiği kadarıyla gösterebiliyorsak, yani kendimizi görebilmek için başkalarının gözüne ihtiyaç duymuyorsak, gerçekdışı ve abartılı övgülerle kendimizi olduğumuzdan fazla görmeyiz.

Çünkü başkalarının gözleri ve sözleri bizi bu kadar etkileyecekse eğer, ağızları torba değil ki büzesin; fiziğini Öven kişi ve bundan çok hoşlandığını gören kişi, bir gün kilo aldığında, seni bu konuda eleştirirse, onun gözlerine ve sözlerine olan ihtiyacını fark etmişse, yapacağı ilk eleştirinin seni çok yaralıcağını bilir. İşte bazen övgülere verilen değer, yergilere değer yükler. Ve beynimiz o kadar nankördür ki, övgüyü değil de, yergiyi hatırlar.


Aslında özellikle ülkemizde ikili ilişkilerde, evliliklerde kimi zaman bilinçli, kimi zaman da tecrübe sayesinde öğrenilen bu işe yarıyor hissiyatıyla bilinçsizce sarf edilen evliliğin cicim aylarındaki övgüler manipülasyonu meşrulaştırır. Ve sanırım “birinç” diyeni yani bunu ilk uygulayanı manipülatör, diğerini ise manipüle edilen konumuna getirir. İnsan kendini kayırır diyorum ya son videolarım da hep, bazı cümlelerin işine yaradığını hissedenler içgüdüsel olarak o cümleleri sarf etmeyi alışkanlık haline getirirler.


Bu hepimizin yapabileceği bir manipülasyondur.


Bir annenin çocuğuna sebze yedirmek için söylediği yalanlar, yaptığı oyunlar işe yarıyorsa eğer, bu bir alışkanlık haline gelebilir. Ve burada anne kendi çıkarına değil evladının sağlığını düşünmektedir.

Yani ikna gücü olan bunu karşı tarafın da çıkarına gözeterek gösteren kişi manipülasyon yeteneği olduğu halde bunu iyilik için kullanan kişidir.

Yani süper kahramanlar güçlerini iyiye hizmet ettikleri için sevdiğimiz kahramanlar. Aynı gücü kötülük için kullansalardı onların gücüne saygı duymazdık ve filmin sonunda kahramanımız tarafından rezil edilmesini beklerdik. Güçler eşit ama amaçlar farklı ve filmin kaderini değiştiriyorlar değil mi?

Yani manipülasyon iyi amaçla kullanıldığında olumlu bir özelliktir ama insan içgüdüsü karşı tarafı az düşünüp daha bencil olduğu için ne yazıkki kendi çıkarları için de bunu kullanabilir. Kullansın tabi. Ama karşı tarafa olan sonuçlarını mutlaka düşünsün değil mi?


Manipülasyonun kötüye kullanılması aslında dikkat etmemiz gereken konu ve olumsuz manipülasyon da olumlu manipülasyon da karşı tarafa uzun vadede zarar veriyorsa bu tehlikeli bir durumdur. Aslında bazılarının bilinçdışı yapıldığının bazılarında bunu hesaplı yaptığını düşünebiliriz değil mi yani olumsuzun da dereceleri var. Bunu bilmek ve anlamak mümkün değildir çünkü kişi bunu huy edinmişse bilinçli ve planlı yapıyorsan büyük ihtimalle yüzleştiğimizde de o kişiyle farkında değilim diyecektir farkında olmadan yapan biri olursa da farkında değilim diyecektir.

Yani bunun çözümü bir kere farkına çünkü kendinizi sorgulamayı utanç duymayı ya da fazla övgüyle şişmeyi bırakırsınız. Yani övgüde yergi de size söylenenleri süzerek, kendinizi tanıyarak, neyin ne olduğunu bilerek, yani kendinizi biraz yukardan ve dışardan bakarak kısacası farkındalığımızı artırarak bertaraf edebileceğiniz kavramlardır. Bunun farkına vardıktan sonra yapılabilecek iki şey vardır. Önce manipülatörle güzel bir yüzleşmek, ardından o bahane mi değil mi bilmediğimiz hiç farkında değilim özür dilerim cümlesini duymak, ve bu Özün içtenliğini ve samimiyetini anlamak için de bir şans daha vermek. Çünkü farkında değilse, karşısındakine de kendisi kadar değer veriyorsa bu hareketi bir daha yapmaz.


Ama bilinçli yapıyorsa bu yüzleşmeden sonra dozu arttırarak devam edecektir.


Fakat sizi duymadıysa eğer veya anlamadıysa, çok güzel bir atasözü vardır biliyorsunuz; sağıra sözünü köre yüzünü süslemeyeceksin ve oradan ayrılacaksın. Genelde beni üzen ise farkındalığı az insanlar değil, farkındalığı olduğu halde ve gerekli yüzleşmeyi yaptığı halde aynı yüzleşmeyi defalarca yaparak borsadaki hisse senetlerinin değerinin düştüğünü kabullenemeyerek yenildiği için güreşe doyamadığından, çok farkındalığıyla ne yazık ki özgüvensizlikle ve biri tarafından kukla gibi manipüle edilerek hayatına devam edenler...

Beni üzen bu işte bilmemek önemli değil ama bildikten sonra uygulayamamak insanı mahvediyor işte. Yaşayan ölü böyle bir şey. İşin kötüsü o yaşayan ölüler, başkalarını da ısırarak bulaşıcı bir hastalık gibi yayılıyorlar. Mutsuzluk bulaşıcı mutsuzluk ise tramvaya nasıl dönüşüyor biliyor musunuz mutsuzluğa bile bile, göre göre maruz kalarak.

Lütfen kendinize iyi bakın ve bu makalede anlattığım türde insanlar tanıyorsanız, ya hayatınızdan uzaklaştırın ya da hayatınızda yer almak zorunda olsalar bile onların kurbanı olmayın…


Sevgiler


Nilgün BODUR


 


NİLGÜN BODUR İLETİŞİM LİNKLERİ:



NİLGÜN BODUR SOSYAL MEDYA KANALLARI


NİLGÜN BODUR KİTAPLARI ONLINE SATIŞ LİNKLERİ

bottom of page