top of page

Kıskançlık Belirtileri

10 Madde ile Kıskançlık Belirtileri

İşte kıskanıldığınızı size kanıtlayacak maddeler

Bu 10 maddeyle size karşı kıskançlık besleyen bir kişiyi bu duygudan vazgeçiremeseniz de o kişiyle olan ilişkinizde yaşanan bazı durumlar sebebiyle karşınızdakinin samimiyetinden şüphe duyduğunuz için, kendinize kızmaya son verebilirsiniz.

Geçtiğimiz senelerde yine belirtilerini madde madde anlattığım bir Arkadaş Kıskançlığı ve Kıskançlık Belirtileri yazısı yayınlamıştım.

Bir proje için bazı videolarımı deşifre ettiğimiz için tekrar izlediğimde ise, bazı maddeleri de biraz daha açmak ve yeni maddeler eklemek istedim ve kıskançlığı genel olarak yani sadece arkadaş kıskançlığıyla sınırlamayarak anlatmak istedim bu kez de size.


Yazıma devam etmeden önce bu blog yazısını okumak yerine dinlemeyi ya da izlemeyi tercih edenler için YouTube video linkini de paylaşmak istedim. Okumaya devam etmek isteyenler ise aşağıdaki linke tıklamadan devam edebilir.


İleri boyutları antisosyal kişilik bozukluğuna sahip insanlarda görülen bu hastalıklı duygunun davranışa yansıdığında farkına varılabilecek alametlerinden en azından kendi bildiğim kısmını ve genelde o duyguyu duyanın ve yansıtanın değil de muhatabının ya da diğer bir deyişle kurbanının terapi görmesiyle sonuçlanan bazı ruhsal ve/veya fiziksel tahribatlarından da bahsetmek istedim.

Üniversite okumamış bir genç, üniversite okuyan bir akranının üst düzey yönetici olduğunu görüp de geldiği ve bulunduğu konuma imrenirse mesela, kendisi de üniversite okumaya karar verebilir.

Bu imrenme hissi güçlü bir motivasyondur ama sonuçlar tabii ki aynı olmayabilir. Yine de kimseye zarar vermeden, bilakis bir amaç edinerek ve o amaç doğrultusunda, kendisi için olumlu bir karar vermiştir.

Sonucu Allah bilir…

Sonuç zaten hiçbir zaman garanti değildir.

Diyelim ki aynı konuma ulaşamadı ve zamanında imrendiği o kişiyi gördükçe kendini kötü hissetmeye ve yine aynı kişiye sebepsizce sinirlenmeye başladı. Bu duyguyu yaşayan kişi, hemen içine dönmeli ve o kötü duyguyu analiz etmelidir çünkü başta oldukça insani gibi gelen bu duygu, zamanla hastalıklı bir duruma evrilebilir

İmrenme ve gıpta etme olarak başlayan duygularının zehirli bir kıskançlığa dönüştüğünü itiraf etmek istemez kendisine…

Kendini her daim kayıran beyniyle de, zamanında örnek aldığı o kişiye kusurlar bulmaya çalışır belki de birdenbire.

Her yaptığı her söylediği batmaya başlar ve o kişi kendisine yardım da etse, borç da verse, bir tavsiyede de bulunsa; egosu tavan yaptı, ukala, numaradan yapıyor, hava atıyor bana gibi düşüncelerle beyninin kendini kayırmak üzere kodlanan ve şeytani tarafıyla düşünmeye başladığının farkına varamayabilir…

Bu durum kendisine zarar veriyorsa eğer ki becerebiliyorsa karşı tarafı da üzmemek ve ileride onun da kendisini sorgulamasını önlemek için açıkça “Ben galiba negatif düşüncelerle boğuşuyorum ve seni gördükçe başarısızlığımı hatırlıyorum. Görüşmeyi azaltalım ya da ben bu düşüncelerden kurtulunca sana dönüş yapayım” demektir ideal bir dünyada kişinin yapması gereken.

Hiç vaki olmadığından tabii bu ideal durum daha basit bir yöntem olabilir mi diye düşündüm. O da karşı tarafa “ne oluyor ya” dedirtecek de olsa, hayatından çıkmak…

Ama ne yazık ki dediğim gibi çok etikmiş gibi anlattığım bu 2. yöntem bile karşı tarafa acı bir verecek bir yöntem olup, kendisini sorgulamasına sebep olacaktır Ama en azından bir süre sonra o acı ya da varsa yara geçebilir ve izi kalmayabilir.

Sessizlikle ve zamanla iki taraf da durumu kendi içinde sindirebilir.

Ama bu yöntem seçilmezse ve eğer ki bir de kıskandığınız kişiyle yakın bir ilişki içindeyseniz size beyninizin oynadığı ve gerçek sandığınız “Ben kıskanç değilim, o kötü “ adlı oyunun bir yandan da saçmalığını içten içe hissedip sıklıkla da gerçekliğinden şüphelenirsiniz., Ama büyük ihtimalle o oyun sayesinde bu adaletsiz dünyayı kaldırabildiğiniz için ve de şüphe duymak zor geldiği için gerçeğiniz yaptığınız o oyunu, bolca onaylatmak istersiniz çevrenizdekilere.

Kendinizi başarısız görmek ya da başarısızlıkları doğal karşılayıp kabullenmek yerine başaranları kötü görmenize yarayan ve sizin için oldukça motive edici olan bu düşünce oyununuzun onaylanması şüphelerinizi azaltacaktır çünkü…

Hayatın cilvelerini ve adaletsizliğini kabullenip geçemediğiniz ve kendi amaçlarınız doğrultusunda çaba göstermeye devam etmek de çok zor geldiği için beyninizin oyununu diğerleriyle de paylaşmaya başlarsınız işte bu sebeplerle.

Yolunuzda yürümek yerine bir ara durduğunuz ve başkasının yolunu izlemeye başladığınız için bolca vaktiniz de vardır tabii.

Başaranın bunlardan haberi yoktur çoğu zaman. Hatta başardığının bile farkında değildir belki. Yürüyordur işte, durursa beyni ona da oyun oynar diye korktuğundan belki de. Kim bilir?

İşte o an başlar, başaranı kötü gösteren yalanlar.

Daha kötü bir senaryo daha vardır.

Aynı durumda bir başkası hiç imrenmeden, hiç çaba göstermeden, yani okuyup da çalışıp da onun gibi olayım diye anlattığım “imrenme” safhasını bile yaşamadan, bu oyunları oynamaya başlayabilir…

Önce kendisiyle ve sonra da ne yazık ki bomboş oldukları için yeni oyuncular arayıp bulabildiklerinden mütevellit, oldukça kalabalık bir güruhla…

Güruh da boşsa bir de takım olarak sayısız gol atarlar defansı ve kalecisi olmayan takımın boş kalesine…

Sahaya inip duruma bir bakmak isterse karşı takımın tek oyuncusu kırmızı kart çıkar hemen, hakem olduğunu bile hiç bilmediği birinden…

Atılan gollerden lime lime olmuş kalenin filesini de eline verip gönderirler….

Ama kalanlar bilmezler. Kazandıkları galibiyet değildir. Çünkü onlarla kimse oynamamıştır.

Karşı takımın olmadığı bir maçta boş kaleye gol atmanın sevinciyle hayatı geçirmeleri mümkün değildir.

Bu sebeple boş kale arayıp dururlar hep birlikte ilerleyen günlerde…

Oysaki bir uğraş bulsalar kendilerine en azından başkalarının gol atabileceği boş da olsa dikili bir kaleleri olur bu evrende…

Kıskançlık kıskananın farkında olmadığı ve beyninin oynadığı oyunlara başkalarını da ortak yaptığı bomboş bir oyundur ve ne yazık ki o oyunun sonunda elde edildiği sanılan boş zaferle, kıskanılanın ruhu da kalesi gibi lime lime olur.

Ama ne yazık ki kıskanç ruhların o boş zaferden başka kazanacakları tek bir zafer daha yoktur.

Beriki yeni bir kale dikmek için uğraşmaktadır. Kim bilir belki de bu kez aldığı dersle iyi bir defans ve iyi bir kaleci de bulur.

Kendisiyle oynadığı için kimseye gol atmak gibi bir amacı da yoktur. Hatta bu adaletsiz oyundan büyük bir kazancı da olmuştur.

Gol yememek için defans yapması gerektiğini öğrenmiştir.

Tuhaf belki ama kıskançlığın galiba yine tek faydası sonunda sadece lime lime ettiği ruhlara olur…

İşte kaleleri başlarına yıkılmadan defansı önceden kurmak isteyenler için bu maddelerle “alametleri” anlatayım istedim.

Ve her alamet anlatışımda üstüne basa basa söylüyorum. Bu alametleri ellerde aramayın. Çok önem vermediğiniz uzak çevreler size zarar veremez.

Zararın gücü kişiye verdiğiniz önemle orantılıdır.

En büyük yarayı sizde en yakınınız daha doğrusu yakın sandığınız açar…

Öyleyse sizi son derece kıskanan veya kıskanan birinin gösterebileceği davranışlardan 10 tanesini sıralamaya başlıyorum. Farkındalığınızı arttırabilmek amacıyla. Farkına varınca içinde bulundukları durumun herkes için farklı olabileceğini de bildiğimden ne yapabileceklerine de kendileri karar vereceklerdir, eminim…

Benim çorbadaki tuzum olsun istedim bu maddeler…


KISKANÇLIK BELİRTİLERİ :

1- Kıskanç İnsanlar Başarılarınızı Küçümserler

Benlik saygısı düşük olan insanlardır tabii ki bu insanlar, bu yeterince iyi olamama hissi, başkalarının başarısını bir tehdit olarak görme eğilimi de yaratır.

Sonuç olarak, diğerlerini rotadan çıkarmaya ve başarılarını az görmeye ve öyle göstermeye çalışırlar.

Bu onların kendilerini geliştirmelerinin tek yoludur. Yani başkasını azaltarak kendi sabit durumlarını çok sanmak ve sandırmak…

Kıskanç bir insan, yaptığınız hiçbir şeyi asla iyi olarak kabul etmeyecektir.

Başarılarınızı ve gurur duyduğunuz her şeyi küçümseyecektir.

Başarınız için sizi tebrik etmek yerine, reddetmeye ve size de durum öyleymiş hissettirmeye çalışırlar

Yani olur ya sevinirseniz ve paylaşırsanız bu sevinci, büyütülecek bir şey olmadığına kendilerini, çevrenizdekileri ve hatta sizi bile ikna edeceklerdir.


2- Kıskanç İnsanlar Hakkınızda Kötü Konuşurlar

Kıskanç birinin hakkınızda başkalarına iyi bir şey söylemesini mi beklemiyorsunuz değil mi?

Konuşacaklardır hatta iyi gibi konuşacaklardır ama söylediklerinin altındaki yılanlık diğerlerinin bilinç altına yerleşecektir. Olur ya sizin kulağınıza gelirse ve yüzleşirseniz o yılanlığı hissetmenin içgüdüsüyle niyetlerinin iyiliğine sizi bile inandıracaklardır. Ne söylendiği değil, nasıl söylediği çok önemlidir ve size de nasıl söylediğini anlattığında belki ikna olmayı istediğinizden ikna da olacaksınızdır.

Anlattıkları doğru olsa da sorundur aslında çünkü güveninize ihanet edilmiştir. Ki genelde yalandır ve bu kez de zaten iftira niteliği taşır ve kanunen bile suçtur.

Ama yalan ya da doğru söylentileri başlatmaktan ve yaymaktan da çok hoşlanırlar çünkü konuşabilecekleri bir konuları yoktur.

Kariyerlerini dedikodu, fitne ve iftira konusunda uzmanlaşarak yaptıkları için size okuduğu bir kitabı ya da izlediği bir filmi, bir hobisini, yaptığı hayır işlerini, iletişimde olduğu bir insanla ilgili olarak kendi yaşadığı bir duygu durumunu anlatması mümkün değildir…

Çünkü bunlar hayatında yoktur.

Çünkü yalan çok vakit alır. Doğru kolaydır. Bilirsin ve söylersin biter ama yalan kariyer olunca yıllarını da alınca insanın, kurgusu, yönetimi, dallanması, budaklanması zaman alır ve takip gerektirir. Çünkü doğru ortaya çıkmasın diye de özen ve çaba göstermek gereklidir. Olmayan oldurmak ve bir de büyütmek ve yaşamasını sağlamak takdire şayan bir emektir.

Bunu neden yaparlar peki? Tahmin ettiğiniz gibi kendiler iyi olamadığından, siz daha kötü yaparak giderleri olduğuna inandırırlar önce kendilerini ve sonra da geri zekâlılardan seçtikleri iç görüleri olmayan ve anlatılan yalanlara inanmaya teşne ve sayıları da oldukça yüksek el alemi


3- Kıskanç İnsanlar Sizin Haberiniz Bile Olmayan Bir Yarışta Sizinle Rekabet Ederler

Kıskanç insanlar size içlerinden meydan okuyup, sizi özenle yine içlerinde sessizce kurguladıklarından mütevellit size bildirilmemiş yarışa sokarlar.

Onlarla aynı ligde bile olmayan ve rakipliğinden bihaber olan rakipleriyle federasyondan habersiz kaçak maçlar düzenlerler.

O rakip de maç yaptığını bilmediğinden ya da bir maçta olduğunu hissetse de sonucun kendi ligini etkilemeyeceğini düşündüğünden belki de bile isteye maçı kaybeder. Yenilgisine sevinir hatta, karşı tarafı mutlu ettiğini hissettiğinden.

Maç boyunca yapılan faullere, hilelere, elleriyle attıkları gollere göz yumarlar bu sebeple… Birini iyi hissettirmek atılan gollerden ve kazanılan maçtan daha büyük bir ödüldür onlar için.

Kıskançlıktan beyni yanmış insanın amacı yine, boş kaleye gol atarak, karşısındakini zayıf ve kendisini güçlü görmeye ve göstermeye çalışmaktır…

Hep görmeye ve göstermeye diyorum. Çünkü zaferlerini başkaları görmezse ve tebrik edip onaylamazsa olmayan bir maçı kurgulamanın, o maçta oynamanın ve nihayetinde kazanmanın saçmalığından bir ara şüphe etmekten korkacaklardır.

Dedim ya yalan emek ister. Boşa gitsin ister mi o kadar emek veren hayatını üzerine kurduğu yalanlara…


4- Kıskanç İnsanlar Sizi Yıkmak ve Yıldırmak Amacıyla Eleştirirler

Bir şeyi başarmak için ne kadar çalıştığınız veya ne kadar yetenekli olduğunuz önemli değildir onlar için. Kıskanç olan bir kişinin sizin için tek duygusu vardır o da kıskanmaktır.

Fakat öyle çetrefilli bir duygudur ki bu adını başka bir şey koymak telaşıyla başka isim de veremezler.

Kıskancım ben resmen ya demez ki insan kendine ya da diğerlerine. Bu sebeple bir dolu yalan ve yancı duygular yüklerler sizin için zihinlerine, beyinlerine, davranışlarına, kararlarına, sözlerine, kalplerine… Başka duyguya yer kalmaz ki bedenlerinde…

Sonuç olarak, bu yancı duyguları yaratırken zorlanmamak için de sizi her zaman yanlış yapan, onlara kötü davranan, ukala, beceriksiz, çirkin ama sadece şansı yaver giden bir aşağılık olarak göreceklerdir…

Oysaki azıcık düşünseler bulurlar.

Bu kadar yakınınızda olan, sizin koşulsuz sevdiğiniz, güvendiğiniz, her şeyinizi paylaştığınız, ilişkinizde emek verdiğiniz kişi adi düşüncelerini sizinle hiç paylaşmadığı için de bilmediğinizden ve yüzünüze gülmeye devam ettiğinden dolayı hayatınızdaki mücadelenize bir de haber verilmeyen maçlar eklenen birinin aslında ne kadar şanssız olduğunu bilseler kıskanmak yerine acırlar… Ve çok şanssız olduğunuzu da anlamazlar ama dedim ya kıskançlığın çetrefilli oluşundan kaynaklı istihab haddini aşmıştır beyinleri…Bu yüzden şanslı görünürsünüz gözlerine.

Yanmıştır beyinleri yolculukta bir yerlerde…

Ve işte eleştirerek ve azarlayarak aslında bir bok olmadığınızı size sürekli anlatarak öğrenmenizi isterler ve bildiğinizden ya da unutmadığınızdan emin olmak için de yaptıkları tekrarlarla bilgilerinizi pekiştirirler. Onlar için bu sizin için verdikleri büyük çabadır ve siz de bir bok olmadığınız halde değerli vakitlerini çalmaktasınızdır. Bu lütuflarını da göze soktuklarından anlamamanız ihtimaline yer bırakmayacaklardır. Minnettar olmanız gereklidir. Bir bok olmayıp bir de nankör olmak istemezsiniz değil mi?

Hatta bu eleştirilerde genellikle kendileriyle veya başkalarıyla kıyaslamak suretiyle yara almanızı sağladıklarını sanırlar. Çünkü kendilerini sizinle kıyaslayıp büyük yara almışlardır zamanında. Karşılarındakini de kendileri gibi sanırlar…

Bir süre sonra yara almadığınızı hissedip dozu arttırırlar ve ne yazık ki sonunda sevdiğinizin söyledikleri bilinç altınıza işler… Ve hayat ile verdiğiniz mücadeleye bir de kendinize yaptığınız telkinler eklenir…

Her şeyi bırakın, sevdiğiniz biri sizi eleştirince ona iyi görünmek için haddinden fazla çabalamak bile yorgun düşmek için, tükenmek için yeterlidir…


5- Kıskanç İnsanlar Kaçak İltifat Ederler

Kıskançlık, tipik olarak düşük benlik saygısının bir sonucu olduğundan, genellikle kişi kendi benliğini algılamaktan kaçınır. Kim kötüyü görmek ister ki kendisinde?

Sizi kıskananlar bu duyguyu maskelemek için çeşitli yöntemler geliştirirler. Alaycılık da bunlardan biridir.

Yüksek sesle ağladığın için sana gerçek bir iltifat bile edemezler.

Hak etmediğiniz başarılara ve güzelliklere sahip olduğunuzu düşünen insanlar size iyi hissettirmek ister mi?

Akıllıca gizlenmiş bir hakaret olması için uğraşırlar iltifat etmek konusunda zaruri hissettikleri anlarda.

Mesela saçınızın modelini değiştirirsiniz ve berbat olmuş demezler özellikle kalabalık bir grup içindeyseniz ve herkes size ne kadar yakıştığını söylüyorsa o anda. Olumsuz eleştirilerini başlasa olduğunuz anlara saklamayı da bilirler. Ne yorucu değil mi? İçtenlik ve gerçeklik olmayınca hayatta büyük mesai aslında kötülük ve hasetlik.

Mesela derler ki “Çok yakışmış bak. Bunu kocan seni aldatmadan yapsaydın da adam başka kadına gitmeseydi.”


6- Kıskanç İnsanlar Sahne Çalarlar

Kıskanç bir insanın görmek istediği son şey, spot ışıklarının size dönmesidir.

Sizi güven dolu görmek ve tüm ilgiyi çekmeniz onların gerçek anlamda aklını kaybetmesine sebep olabilir.

Buna kesinlikle dayanamazlar.

Bu duygular, kendilerinde olmayan bir şeyi, yeteneği, bilgiyi, aşkı, parayı kabullenemedikleri gibi, bir başkasında olmasından da rahatsız olan beyinlerindeki kısa devre yapmış ve yanmış noktalardan kaynaklanır.

Bilimsel açıklamaya çalıştım bu kez. Umarım becermişimdir.

Başkalarının bırakın başarısını parasını, huzurunu ya da hayallerini bile duymaya dayanamazlar.


7- Kıskanç İnsanlar Bir de Meraklıdırlar

Kıskanç insanlar her zaman burunlarını işinize sokarlar.

Hayatınızda olan her şeyi takip ederler.

Sanki sizinle olan her şeyi bilmek zorundadırlar, zar zor iletişim halinde olsanız bile onlarla, alırlar ağzınızdan sırlarınızı ve verirsiniz siz de… dedim ya zaten bu kıskanç insanlar zaten kıskanılan insanların en yakınları… Kıskanılanda travma yaratması ve kıskanın da bu kadar emek harcayıp sabotaj planları yapmasının sebebi zaten yakın olmaktır.

Ve bu merak ve akabinde size yöneltilen sorular sizin cevaplarken sandığınız gibi iyiliğinizi çok önemsedikleri için değildir.

Çevreye çarpıtarak yayabilmek için, sizin hakkınızda doğru bilgilere ihtiyaçları vardır. Harcadıkları zaman ileride yalanlarının tutarlı ve gerçek görünmesi için kullanacakları doğrularınız içindir. Alt yapı harcaması yani… Hatta o harcanan zamanı da size gösterdikleri sabır veya lütuf gibi eklerler ileride anlatacakları yalanların yanına.

Tabii ki, gerçekten aradıkları şey onlara güvendiğinizden rahatlıkla itiraf edebildiğiniz içinde bulunduğunuz kirli ya da lekeli basit ve insani bir durumdur ama onların ihtiyaçları zaten bir toz zerresidir…Onlar üzerinizdeki toz zerresini çamur yapmayı çok iyi bilir.


8- Kıskanç İnsanlar Anlamsız Tartışmalar Yaratmaya Çalışırlar

Kıskanç bir insanla onlarla yaşadığınız basit bir şey hakkında konuşmaya çalışırken, hatta çok sıradan ve onlarla ilgili bile olmayan bir olayı onlara anlatırken, bir şekilde yanlış olduğunuzu kanıtlamak için farklı konulara girip, kendilerini olayın içine yerleştirip ya da size haksızlık yapan birinden bahsediyorsanız, o kişiye avukatlık etmeye başlayıp saçmalarlar. Ama sorun bunu anlamak zordur.

Çünkü genellikle sizi hiçbir konuda kayırmayı düşünmedikleri halde karşı tarafın haklı alternatif sebeplerini düşünüp bulurlar.

İlginç olan tartışmalarda konu ikinizin arasında yaşananlar olduğunda, sizin alternatif sebeplerinizi hiç bulamayan ve düşüncesiz davranan ama böyle kabul ettiğiniz ve yine de sevmekten vazgeçmediğiniz bu insanlar , evinize gelen bir ustanın yanlış yaptığı ya da yapamadığı şeylerden falan bahsettiğinizde bile onlar için mesleğine ömrünü adamış 40 yıllık bir avukattan daha iyi savunma yaparlar o usta için…

Siz, sizi yumuşatmaya çalışıyor sanırsınız, alternatif kötü bir sebep düşünmezsiniz bile konu sevdiğinizse tabii…Oysaki asıl amaç size her zaman sorunları büyüten ve bir başkasının hatalarını gören, edepsiz ve geçimsiz bir kişi olduğunuzu kanıtlamaktır.

Allahtan avukat kimliğine bürünür. Ya hâkim olsa? Müebbet cezası yiyebilirsiniz boya ustasının her yerde döktüğü ve çıkaramadığınız boyalar için hayıflandığınızda.

Bu insanlar aynı zamanda enerji vampirleri olarak da bilinir.

Kendi hayatlarında hayal kırıklığına uğradıklarında anlatmak, paylaşmak, teselli edilmek yerine ketum davranıp içlerindeki nefreti besleyen bu insanlar, o nefreti de konfor alanları yapıp kimsenin içinde olduğu duruma bakamayacak hale gelirler.

Onlar gibi sefil olmanı isterler. Hak verirlerse rahatlarsın diye korkarlar. Kendileri gibi nefretle dol isterler.


9- Kıskanç İnsanlar Hatalarınıza Bayılırlar

Kıskanç insanların kendilerine ait kayda değer başarıları olmadığından, başkalarını övmek zorunda kalacakları durumlarla karşılaşmaktan çok korkarlar.

Bu zehirli insanlar, başkalarının bir sorunla mücadele ettiğini veya bedbaht halde olduğunu görünce çok rahatlar.

Bir hata yapın ya da bir tür kaybınız olsun, yardım etmeyi şuraya bırakın, yüzünüze vurmak için her an yanınızda olmak isterler.

Her an olamazlar ama başkalarına anlatmaları lazımdır çünkü. Hatta ballandıra ballandıra anlatacaklarından çok vakit gereklidir. Kusura bakma bugün arayamadım canım dediklerinde, anlayışla karşılayın, olur mu?


10- Kıskanç İnsanlar Kötü Tavsiyeler Verirler

Sizi kıskanan birinden iyi niyetli, faydalı bir tavsiye alamayacaksınızdır.

Ne de olsa onların amacı sizin tavsiyelerine ihtiyaç duyduğunuz o durumdan çıkmamanızdır.

Hatta siz kendi düşüncenizi ya da kararınızı söylerseniz o durumla ilgili kararlarınızdan ve kendinizden şüphe etmenize bile neden olurlar.


Etrafta her zaman kıskanç insanlar olacak ve ne kadar çok başarılı, zengin, mutlu, huzurlu olursanız da, o kadar çok olacak zaten.

Ama artık birisinin sizi kıskandığına dair alametleri bildiğinize göre, ne yapacağınıza karar verebilirsiniz.

Ben derim ki onları bulun ve hayatınızdan çıkarın ya da en azından uzak tutun.

Ama muhtemelen tüm belirtilere rağmen sevdiğiniz söz konusu olunca kör ve sağır olmayı seçen o minnoş kalbiniz sebebiyle gözünüze sokulmadan anlamanız da zor olacaktır.

Sevdiğinizden olur ya şüphe duyarsanız kendinize kızan insanlarsanız, doğruyu bildiği halde yapamayanlardansınız demektir.

Yine de bu yazıyı okuduğunuzda ya da aşağıda linklerini paylaştığım videoları izlediğinizde ve bu maddeler size tanıdık geldiğinde yalnız değilmişim hissi geldiyse bile yeterlidir benim için. Acı çekmeyi önleyemeyiz belki ama tek başımıza çekmediğimizi bilmek bile iyileşme yolunda olumlu bir adımdır…

İşte benim tek motivasyonum da bu anlatırken sizlere…

Yalnız olmadığımı ve yalnız olmadığınızı ispatlamak…

Amaç, acı çekerken yalnız hissetmeyerek bir nebze de olsa şifalanmak…

Acınız, yalnızlığa sürüklediğinde sizi, çevrenizdeki akbabalar sebebiyle sadece acı değil, kendinizden ettiğiniz şüphe de eklenir çünkü bir de yaşadığınız olumsuz duygulara ve o duygu işte, çok fena…

Acı çektiğiniz için bir de, kendinizi deli zannedersiniz o şüphe duygusuyla…

İşte ben de bilin diye anlattım.

Yalnız değilsiniz…

Deli de değilsiniz.

Sadece kötü insanlara denk geldiniz…


Nilgün BODUR







 

İLETİŞİM KANALLARI



NİLGÜN BODUR SOSYAL MEDYA KANALLARI


NİLGÜN BODUR KİTAPLARI ONLINE SATIŞ LİNKLERİ

bottom of page