top of page
Yazarın fotoğrafıNilgün Bodur

Hayatınız Sandığınız Kadar Kötü Değil


Hayatınız Sandığınız Kadar Kötü Değil ve Bunu Kanıtlayacak 10 Madde ile Mutlu Bir Hayat Nasıl Yaşanır?

Yaşamda cevaplanmayan sorular ve çözülemeyen sorunlar yaşayana özel gelir ama insan olmak sınavlardan geçmeyi gerektirir. Yani acınız çok da olsa aynısını ya da daha fazlasını çeken vardır. Açıkçası bazı acıların da sebebi rahat batmasıdır.

Yani evladı amansız bir hastalığa yakalanan bir kadın sizce aşk acısını dert yapar mı kendine?

Bu yüzden bir acı hissettiğimde içimde tek duam vardır. Allah bu dersi unutturacak dert vermesin...

Kalp ağrıları, mide yanmaları, uykusuz kalışlar, gülümsediğiniz günleri unutmalar kaçınılmazdır.

Bütün her şey yanlış gözüküyorsa yine gözünüze, zor geliyorsa yüreğinize, o zaman belki sayacağım bu maddeler toparlanmanızı sağlar.

Başkalarına söylemesi kolay, ezberlenmiş, fabrika ayarlarımıza işlemiş maddeler benim saydıklarım aslında. İnsan bir tek kendine yukarıdan bakamaz ve ezberlediklerini ne yazık ki hatırlamaz. Bu yüzden bazen hatırlatmak istiyorum hem size hem kendime.


Yazıma devam etmeden önce bu yazıyı okumak yerine dinlemeyi ya da izlemeyi tercih edebilecekler için YouTube video linkini de paylaşmak istedim. Okumaya devam etmek isteyenler ise aşağıdaki görsele tıklamadan devam edebilirler.



İnsan olmak lüks bir arabaya sahip olmak gibi…

İçinde şoför koltuğunda oturup arabayı kullanırken göremezsin aslında o arabanın güzelliğini. Bu sebeple dışarıdan bakanların onayını istersin. Oysa ki onaylasalar da onaylamasalar da araba güzeldir. Sadece hep içinde oturduğun için göremediğinden onay beklersin. Bu sebeple arabadan inince arkanı dönüp ilerlerken “bip” sesini duyarak kapıları kilitlemek yerine, şöyle bir karşısına geçip bakmak gerekir bazen. Bildiğini hatırlamak gerekir.


İşte ben de bunu yapıyorum samırım; bildiğimiz ama arkamızı dönüp görmediğimiz gerçeklere dikkat vermemizi istiyorum.

Araba güzel. Kimse söylemese de siz bilin yeter. Ama kapıyı kapatır kapatmaz da ona dönmeyin arkanızı.

İşte bu sebeple şimdi inin o arabadan, yüzünüzü dönün hakettiğiniz ve tırnaklarınızla kazandığınız gerçeklere ve öyle dinleyin beni olur mu?

Şimdi gelelim " Hayatınız Sandığınız Kadar Kötü Değil " başlığını kanıtlayacak maddelere:

1. Bu da Geçecek


Bazen hayatın kabalıkları, hoyratlıkları, adaletsizlikleri, yüzsüzlükleri sonsuza dek sürecek gibi hissettirir kişiye. İşle ilgili sorunlar, aile sorunları, aşk sanrıları, dost kazıkları veya online alışverişle aldığınız elbisenin teslim edildi görünüp elinize hiç ulaşmaması gibi stresli durumlar yorar o güzelim beyninizi.

Bu sorunlardan ömür boyu olacak zaten ama hiç biri ömür boyu sürmeyecek.

Geçecek.

Kendinize bunu hatırlatın, işlerin sonsuza kadar bu kadar kötü olmayacağını unutmayın. Sıradan, basit, rahat batması şeklinde zuhur eden ve hep var olacağını sandığınız olayların mutlaka geçeceğini düşünün.

Hatta sizi hasta yapmayacak kadar küçük olan bu dozlarla aşılanım hayata.

Büyükleri gelince çökmesin bünye.

Her şey geçer işte.

Yenisi gelirse onu da göğüsleyebilmek için bu düşünceye ihtiyacımız var.

“Bu da geçer! “

İlaç gibi, hap gibi, serum gibi hatta kemoterapi gibi cümle. Kanseri bile yener sanki.

Hatta son kitabım "Kaideye Tamah Etmeyen İstisnadır Hayat" ta bile var bu satırlar.


Bütün acılar geçer

Bazıları delip geçer

Bazıları geçmez sanılır geçer

Bazıları da geçmesin istersin

Yine geçer.

Bir de bakarsın o acılar zamanı gelince

Merhem yerine bile geçer

Başka bir acının üzerine sürersin.

O da geçer

2. Bazı Şeyler de Doğru Gidiyor


İşler ters gittiğinde, neyin doğru gittiğini anlamak zordur. İyi şeyleri elemek ve sadece kötü şeylere odaklanmak kolaydır. Çünkü beynin en iyi oynadığı oyundur bu kişiye. Farklı bir renk ruj sürersiniz. O gün on kişi görür sizi. Dokuzu bayılır, iltifatlar eder.

Biri çıkar “Hiç olmuş mu? Senin tenine gitmiş mi ?” der...

Büyük ihtimalle özel hayatında sorunlar yaşayıp eleştiriye maruz kalıp mutsuzluğunu yansıtmak için yer ve bahane arayan bir ruhtur o da.

Ve siz bir daha o ruju sürmezsiniz. Çünkü evinize döndüğünüzde hatırladığınız diğer dokuz kişinin iltifatları değil, o sonuncunun eleştirisi olacaktır.

İşte böyle…

İyi şeyleri yok saymak, kanıksamak ve sadece kötü şeylere odaklanmak beynimizin zahmetsizce oynadığı bir oyundur bize ve biz insanlara kızarken, her kötü şeyin sebebini onlar görürken, vitamin mineral takviyeleri alıp evladımız gibi baktığımız beynimizin bize attığı kazığı görmezden geliriz.

Şımartmayın işte bu yüzden onu. Sizi kandırabileceğini bilin ve müdahale edin.

Kötü şeyler olurken, sıradan gördüğünüz, hatta görmediğiniz, bakmayı unuttuğunuz olumlu değerleri düşünün ve onları kendinize hatırlatın.

Size çok küçük ve basit gelen bir varlığınız ya da yeteneğiniz, belki de birçok kişinin ulaşmaya çalıştığı amaçtır, hayaldir.

3. Bazı Şeyleri Ben Kontrol Edebilirim


Hatırlanması gereken en önemli şeylerden biri, yaşadığınız olumsuz durum üzerinde bir miktar da olsa, azıcık da olsa kontrole sahip olmanızdır. Durum üzerinde tam kontrol sahibi olmasanız bile, her zaman kontrol edebileceğiniz bir şey vardır. O da o olaya karşı tutumunuz ve tepkinizdir. Sevdiğiniz birinin bir ağır hastalık haberini aldığınızda çaresizce yere yığılmak, ağlanmak, dövünmek, bayılıp ayılmak yerine, imkanlarınız içerisinde en iyi doktoru ve en iyi tedaviyi araştırmak, yakınınızı üzmemek, iyi enerji sağlamak için sakin ve umutlu ve dimdik durmak gereklidir.

Bunu bizzat yaşadığım için. Hem de çok gençken yaşadığım için rahat konuşabiliyorum.

Eski eşim kansere yakalandığında ikimiz de iki ailenin küçükleriydik. Yaşımız da aynı sayılırdı. Ben 28 o 29…

Ve ben çok ama çok korksam da ikinci yöntemi seçtim ve bir damla gözyaşı dökmedim ve neşeli ,umutlu, çözüm odaklı davrandım. Hala şaşırırım o hallerime. Allah veriyor doğruyu yapacak gücü işte. Ve gerçekten de tedaviye cevap vermezse iki ay içinde kaybedebiliriz dedikleri bir hasta iyileşti. Sebebi bu değildi belki. Pozitif olup da hem de çok pozitif yenilen de bir çok insan gördük bu illete.

Ama zaten sonuçta kontrolümüz yoksa demiştim bu maddeyi anlatmaya başladığımda ama süreci katlanılabilir kılmak, içimizde olanları yönetmekten geçiyor.

Tavrınız, tutumunuz çevrenizi de etkiliyor böyle süreçlerde ve sizin umudunuz kırılsa da bazen unutmayın ki başkalarının umudunu kırmaya gerek yok asla. 7 sene önce boşandım ben. Biliyorum merak ettiniz di mi? Eski eşim dipçik gibi ve evli. Allah her daim mutlu etsin onu ve eşini.


4. Yardım İsteyebilirsiniz


Yardım istemek bazen zor olabilir.

Minnet duygusundan korkar bazı gereksiz derecede gururlu insanlar.

İşte onlardan biri de benim, oysa ki zor durumlarla başa çıkmanın en iyi yollarından biridir.

Hem de yardım talebinizi geri çeviren ya da umursamayan kişilere de notunuzu verdiğiniz bir tecrübe olur bu.

Yardım istemeyen gururlu insanlar genelde güçlü görünmeyi sevdiklerinden irtibatta oldukları kişilerin kriz anındaki tepkilerini minnetsizlikleri yüzünden ölçemezler.

Ama yaşanan her zor durumsa İnsanlara özellikle yardım etmeyi teklif edenlete neye ihtiyacınız olduğunu söyleyin. Akıl akıldan üstündür ve aynı tecrübeyi yaşayan biri ise birçok terapistten daha etkili ılacaktır sizin için. Maddi bir arka çıkış, destek, duygusal destek veya kavanoz açmak için bile olda yardıma ihtiyacınız olursa, arkadaşlarınızı ve ailenizi arayın ve yardım isteyin.

Bu sizi güçsüz yapmaz. Bu sizi başkalarının desteğine ihtiyaç duyduğu an egosunu hiçe sayan ve o yardım istediği insanlara önemli olduklarını hissettiren ve onlar için bir şeyler yapmayı çok isteyen insanlara fırsat veren biri insan yapar.

Dediğim gibi. İstediğinde alacağı ucuz bahanelerle bezeli olumsuz yanıt ise bir şey kaybettirmez ona.

Tam tersi yaralı parmağa dahi işemeyen bencil bir ya da birkaç asalağın da hayatınızdaki yerini belirler.

Ne derler bilirsiniz? İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara.

5. Bu Yaşadığım Sorun Seneye Anlam İfade Edecek mi?

Bugün endişe ettiğimiz sorunların çoğu bir yıl sonra aslında bir ay sonra bike önemli olmayacak belki de. Şu an bir şeylerin yanlış gittiği bu sürecin, yaşam sürenizin sadece küçük bir yüzdesi olduğunu kendinize hatırlatın. Ağır hastalık ve ölüm acısı gibi büyük bir sorunla uğraşıyorsanız bile, bu hayatta herkes bir gün çok sevdiğinin ölümüne şahit olacak ve herkes de yaşamına bir süre sonra devam ediyor.

Ölenle ölemiyor istese de.

Allah sıralı ölüm versin yüne de.

Bunların dışındaki her sorun sorun sayıldığı için utanır bence.

Gitmeyin zavallı sorunun üstüne.

6. Ben Hallederim Duygusu


Zor zamanlarla karşılaşma, tanışma ve sonra onları ele alma konusunda yaşanan güven eksikliği zor zamanları daha da zorlaştıracak strese neden olabilir. Hatırlanması gereken en iyi şeylerden biri, zor durumlarla başa çıkabilecek güç beyninizde ve yüreğinizde vardır. Siz inanmasanız da fabrika ayarlarınız böyledir. Öfkeli, incinmiş, hayal kırıklığına uğramış veya üzgün hissetmiş olsanız bile, sizi öldürmez günlük dertler. İş, aşk, kariyer, patron, arkadaşlıklar, kazıklar, arkadan konuşmalar, dolandırılmalar, iftiralar ve bunlara bağlı travmalar geçer gider. Önemli olan bunlarla karşılaşıncaki tutumunuz. İşte o kalıcıdır ve stresi asıl o yaratır.

"Bittim ben" mi diyeceksiniz yoksa ben bunu da hallederim mi?

Benim okurlarım iyi kalplilerdir ama çok güçlülerdir bu sebeple cevabınızı biliyorum ben.

Sizler halledersiniz ve halledeceğinizi de bilirsiniz


7. Bunda da Bir Hayır Var

Bu maddeyi not alırken kahkaha attım. İçimden dedim ki Nilgün ya 46 yaşına geldin “Hayır var” diye diye ve ilginçtir ki her negatif olayın da hayrını gördün ama valla artık görmeyeyim.

Hayır görmekten tükendim .

Şaka bir yana, bir durum ne kadar kötü olursa olsun, bundan iyi bir şey çıkacağına eminim ben.

Tecrübeyle sabittir.

En azından züğürt tesellisi demeyin; ben çok inanıyorum buna…

Muhtemelen bir yaşam dersi alacaksınız ve inanın çok önemlidir; duyulan, dinlenilen, kulağa çalınan değil de bizzat yaşanılan tecrübeler.

Eb azından aynı hatayı gelecekte tekrarlamamayı öğrenirsiniz. Bu bile yeter.

Kötü şeyler olduğunda ve çaba göstereceğiniz bir durum olmadığında size düşen tek şey var. ortaya çıkabilecek iyi şeyler vardır mutlaka ve derdi değil, getireceği sürprizleri düşünün.

Çok güzel bir söz var. Bu maddeye çok uyacak. Sokrates’in bir sözü. Çok ama çok severim:

“Mutlaka evlenin. Eşiniz iyi olursa mutlu, eğer kötü olursa da filozof olursunuz'

8. Kontrolüm Dışında Olanları Kabul Etmek İyileştiricidir

Sizin kontrolünüzde olmayan birçok şey var tabii. Bu da yaşamın cilvesi., bazen teğet geçer, bazen de delip geçer. Geçmişinizi, başka bir kişinin davranışını veya sevdiğiniz birinin sağlık sorunlarını değiştiremezsiniz.

Başkalarını değişmeye zorlamak veya sizin kontrolünüzde değilse işleri farklı kılmak için zaman harcamayın. Yapamayacağınız şeyleri denemek için zaman ve enerji harcamak çaresiz ve bitkin hissetmenize neden olur. Kabullenme, esneyebilme, eğilip bükülebilme sanatıdır hayat. Esnerseniz, kabullenirseniz, gerektiğinde eğilip gerektiğinde dimdik olursanız kırılmazsınız.

Kabullenme çaresizlik durumlarında en şifa verici yöntemdir. Uçağa bindiğinizde ağır bir türbülans olunca, “cockpit”e girip müdahale etmezsiniz. Pilota güvenirsiniz. Yapacağınız bir şey yoktur. Kemerinizi bağlarsınız ama.Hayatta da böyle.

Kemerlerinizi bağlayın.

Gerisini Allah’a bırakın


9. Geçmişteki Zorlukların Üstesinden Geldim, Bunun da Üstesinden Gelirim

Zorluklarla karşılaştığınızda hatırlamanız gereken şeylerden biri, geçmişte sorunla başa çıkmış olmanızdır. Başarılı bir şekilde uğraştığınız zorlukları göz ardı etmeyin. Çaresiz hissedince yetersiz de hisseder insan. Tüm hayatı hakkında kurban psikolojisine girer. Bu sebeple Aştığınız tüm geçmiş sorunları kendinize hatırlatın böyle durumlarda ve mevcut sorunlarla başa çıkma konusunda güven kazanın. Şöyle bir. Çünkü düşünce yapınız olacakları belirleyecektir çoğu sorunda. Yetersizlik duygusu ve kurban psikolojisi ile mücadele mücadele değildir. Yenilenin başından belli olduğu bir muharebedir.

Bob Marley der ki:


“Ne zaman ki güçlü olmak, tek çare olarak kalır; o zaman anlarsın ne kadar güçlü olduğunu.”

Bazen gücümüzü anlayabilmek için bile bir fırsattır işte sorunlar.


10. Kendime İyi Bakmam Gerekli


Her şey ters gidiyorsa, çare yoksa, yapacak bir şey yoksa, dünya batıyorsa, bari o zaman kendine iyi bak. Uyu, egzersiz yap, sağlıklı beslen ve boş boş oturma. Hobiler bul. Hiç yeteneğin olmadığını düşündüğün bir konuda uğraş verince sonuçlara şaşırırsınız.

Üçüncü kitabım Yanlışlıktan Değil Yalnızlıktan da yazmıştım:

“Bir şeyi çok iyi yaptığımız için hobimiz olmaz, hobimiz olduğu için iyi yapmaya başlarız…”

İşte kendinize daha iyi baktığınızda, çaresizce beklemekten başka bir şansınız olmadığı bir durumda, duvarlara bakıp zamanın geçmesini beklemek yerine br de üzerine kendinizi geliştirmek için de çaba gösterirseniz ileride sorunlarınızla başa çıkmak için daha donanımlı olacaksınızdır.

Hiçbir şey yapmadan ötlece bekledim demek kolay gelir di mi.?

Çaresizdim demek o kişiye empati ve sempati duyulmasını sağlar…

Ama empati ya da sempatiyi size başkaları duymasın artık.


Sizler kendinize duyun bunları ve sürünen değil, yavaş da olsa yürüyen bir insan olmanın yollarını arayın. Size vah vah diyenleri dinlemek bir şey kazandırmaz size. Dert dillendirildikçe büyür zaten. Önce dert sandığınız şeylerin dert olmadığını anlayın. Sonra da aynaya baktığınızda gurur duyacağınız bir insan yaratın.

“Vah vah”lar sizi daha güçlü biri yapmaz ama potansiyelini keşfetmek için kriz anlatını bile değerlendirmek aynaya baktığınızda alkışlamak isteyeceğiniz bir insan olmanızı sağlar...


Sessiz sinemanın büyük üstadı, filmlerinde konuşmasa da hayatta konuştuklarıyla bugün bile ilham veren Charlie Chaplin in bir sözü ile noktalandırıyorum bugünkü yazımı:


“Ayna en iyi arkadaşımdır, çünkü ben ağladığımda o gülmez”

Benim için gülün aynalara bugün .

Önünden geçip gitmeyin.

Arada Bir de aferin deyin.

Bir başkasının demesini beklemeyin..,.

Öpüyorum sizi.

Hem kendinize hem de aynalara iyi bakın


Nilgün BODUR

 

İLETİŞİM LİNKLERİMİZ:


NİLGÜN BODUR SOSYAL MEDYA KANALLARI


NİLGÜN BODUR KİTAPLARI ONLINE SATIŞ LİNKLERİ

Comentarios


bottom of page