top of page

Hayır Deme Sanatı

Hayır Deme Sanatı ve Kişisel Sınır Koruma Becerisi


Merhaba sevgili okurlarım,

Başlığı gördünüz. Bugün günlerden “hayır”

Neden mi çünkü kısacık küçücük hayırda büyük hayır vardır

Olumsuz bir kelime sandınız değil mi?

Değil işte. Beni de atarlı sanıyorlar oysa ki poğaça gibi kadınım

Şimdi gelelim konumuza:


Yazıma devam etmeden önce bu yazıyı okumak yerine dinlemeyi ya da izlemeyi tercih edebilecekler için YouTube video linkini de paylaşmak istedim.Okumaya devam etmek isteyenler ise videoya tıklamadan devam edebilirler.




Hayır Deme Sanatı 'ndan bahsedeceğim bugün size. Ve daha birçok şeyden daha...

Mesela; hayır demenin cesareti… ​​

Hayır demenin disiplini…

Hayır demenin bilgeliği…

Hayır demenin gücü ve inceliği...

Başarılı bir insana rastlayınca ona iyi bakın…

Bu hayatta elde ettiklerinden gerçekten tatmin olmuş herhangi bir kişiye…

Hepsi şu niteliğe sahiptir.

Hayır demeleri gerektiğinde HAYIR deme cesaretine.

İhtiyacımız olduğunda hayır demenin gücü, kendimize giden yola sıkıca yapışmak yani iyi yol tutmak için gereken en büyük cesaret ve disiplindir.


Birine hayır demeniz gerektiğinde önce olası sonuçları yoklarsınız zihninize ve eminim o sonuçların fikri bile insana rahatsızlık verir.

Sonrasında gelecek küskünlük, kırgınlık, belki daha az kazanç, belki daha az aşk…

Belki de çok fena dışlanacaksınızdır.

Belki yapıştığınız yolda yalnız yürümek zorunda kalacaksınızdır .

Belki de bel bağladığınız insanları kaybedeceksinizdir.

Belki azarlanacaksınızdır.

Belki burnunuzdan fitil fitil gelecektir.

Çok kolay değildir o kısacık kelimeyi gerektiği yerde kullanabilmek.


Doğru olmadığını bildiğiniz şeylere hayır deme cesaretini bunlar için yitirirsiniz işte..

Bu sebepler yüzünden söylenmez o hayırlı hayırlar ve onların yerine hayırsız evetler ortalıkta dün gece balkonumda fütursuzca kol gezen sivrisinekler gibi uçuşurlar.


Bugün hayır dediğinizde gidenler, kaçanlar, dışlayanlar, yine bugün bir evetinizle yanınızda kalacaklarsa da gelecekte de bir değeri olmayacak olanlardır onlar emin olun.

Bir hayıra bakacaksa gidişler, varsın gitsinler.

Aslında belki de hiç yoktular.

Belli olmaz bu işler.

Bugün demeseniz de bir gün zaruri bir hayıra bakacaktır zaten ellerinizden kayan işler, fırsatlar, dostlar, aşklar, ilişkiler…


Zamana ihanet edemeyiz.

Çünkü en büyük hediyemiz ve gelecekte olmayacak olana da zaten bugünden güle güle demeliyiz

İşte hayır kelimesinin zorluğu buradadır.

Kaybetme korkusu…

Ama bilmeyiz ki bir hayırla kaybolanlar dediğim gibi aslında hiç var olmayanlardır…


Okul yıllarında başlar bu korku.

O yıllarda küçük teneffüs çetecikleri oluşur. O fırlama olan ve ileride bir halt olamayacak olan çocukların son ego tatmini ve sahnesidir okul yaramazlıkları. Zaten Son başarıları da sisteme ortaokulda isyan etmek olur ve okulun bahçesinde çatapatla kızları korkutmak. Bir güruh toplarlar çevrelerine. Asi ve çekici gelirler diğer öğrencilere.


Okulu ekerler birlikte, alkol ve sigara içerler gizli gizli ve eğer ki içinizde isyankar bir ruh yoksa, uslu, zeki ve farkındalığı yüksek bir çocuksanız ilk hayırlar o okul yıllarında başlar.


Bu annenin önüne koyduğu kerevize hayır demek gibi değildir. Anneler bin hayır deseniz de orada duracağını, hep kalacağını bildiğinizdir. Ama arkadaşlarınıza Hayır diyerek dışarıda kalacağınızı biliyorsunuzdur ve bunun geleceğinize bir değer katmadığını da o yıllarda o yaşlarda bilmek tabii ki imkansızdır.


En güvendiğinin, belki çocuğunu 9 ay karnında taşıdığın adamın , belki ortak iş yaptığın akrabanın, belki sen kariyer peşinde koşarken erken yaşta evlenip çoluğa çocuğa karışan arkadaşının, taşındığı için arayı açmak zorunda kaldığın komşularının, iş değişikliği sebebiyle her gün yıllarca beraber mesai yaptığın arkadaşlarının, bazen de ortak hedeflere birlikte yürürken, başarılı olup da kendisi başaramadığı için kaybettiğin kankalarının ve bir süre onsuz yapamam deyip de onsuz yapmak zorunda kaldıklarının ,çoğu zaman sessiz sedasız gittiğini öğretir hayat...

O yıllarda söylenemeyen tüm hayırlar tecrübesizliktendir aslında.


O sırada o “havalı çocuklardan” biri olabilmek için bir “evet” derler ve bu sebeple belki de ileride dünya çapında bir aktör, bir politikacı, bir müzisyen , bir konuşmacı, bir yazar, bir anne, bir baba, bir insan olma fırsatını da

o zamanlar söylemedikleri bir “hayır” sebebiyle ellerinden kayıp gidişini izlerler.


Yıllar geçer ve artık yetiştirilme tarzınızın güzelliğinden, empat oluşunuzdan adabı muaşereti kaptığınızdan, hümanistliğinizden ve bugünlerde çok bulunmayan bir erdem olan nezaketten dolayı hayır diyemezsiniz insanlara.


İşten bir cuma günü yorgun argın eve gelip

Haftasonu dinlenmekten başka bir şey düşünmezken “eltingiller” arar, yemeğe gelmek isterler.

Ne yaparsan yap istersen salonun ortasında kuzu çevir, yine de ardından bir dedikodu edilecektir.

Bahane eti sert kalmış kuzudur; hedef sensindir.

Ya da iş arkadaşların tüm pazar gününü kaplayan ye ye bitmez “brunch” lara davet ederler.

Hayır diyemezsiniz…

Çünkü hayır demek gücünün sınırlarını bilmemiz mümkün bile olmayan o mucize organımız beynimizde “sevilmemek” demektir.

Zaten belki de yıllar sonra adını hatırlamayacağınız, belki kazık yiyeceğiniz, belki kopup gideceğiniz, belki de ikrah getireceğiniz insanlar için bir kitap okunmaz, bir şarkı dinlenmez, ihtiyacı olan birinin gönlü alınmaz, senaryosunu belki de hayat felsefeniz yapacağınız bir film izlenmez , bir resim çizilmez, bir beste yapılmaz, bir şiir yazılmaz...


Hayır diyebilenler ampulü icat edenler…

Hayır diyebilenler facebooku kuranlar…

Hayır diyebilenler Oscarlı bir filmi yönettiler…

Hayır diyenler yazdılar, hayır diyenler okudular, hayır diyenler belki de cerrah olup kalbi delik bir bebeği hayata döndürdüler..


Hayır demek inceliktir.

Hem de kendinize yaptığınız en büyük incelik.

Ama hayır demeyi de incelikle yapmak gerekir.


Bugün hayır dedikleriniz, ileride belki de size ve başardıklarınıza hayranlıkla bakıp hayır demeyi öğrenecektir.


Kalp kırmadan hayır demek önce kendinize ama belki de tüm dünyaya yaptığınız bir iyiliktir.

Sosyalleşmeyi mesai haline getiren tüm insanlar özellikle sosyal medya sebebiyle de çığrından çıktılar bugünlerde.

Buluşup, konuşup, kahve içip, koca çekiştirip, yüzüne gülüp, akşam da kocayla onu çekiştirip ömür tüketen insanlara icatlarla, sanatla, tıpla, mühendislikle, şarkılarla hizmet ediyor gibi görünüyor belki hayır diyenler ama çok önemli bir detay var aslında. Onlar hiç ölmüyorlar iki üç hayır kelimesini fazladan konuştuklarında ve en önemlisi nesiller boyu gurur duyuyor evlatları ve torunları onlarla...

İki boş kokteyl kadehi, iki üç dost kılıklı dedikoducu zilli, ve pahalı elbiselerinden ibaret oluyorlar nihayetinde, göçüp gittiklerinde…


Hayır demeyi bilseler, dostlukların en güzelini, farkındalığın kadrini yaşarken, gizli kalan ve kendilerinin bile hayır diyememekten farketmeye zaman bulamadıkları yetenekleriyle yaşadıklarını, hem hissederek ve hem de hissettirerek ömür geçirirler.


Hayır diyecek güce ve disipline sahip olanlar, bunun onları gerçekten yaşamak istedikleri hayata ulaştırıp hatta daha da ileriye götüreceğini bilirler.


O küçük, tutarlı ama güçlü seçimleri zaman içinde büyük sonuçlara katkıda bulunacaktır.

Bunu bilirler.

İşte bu yüzden güçlü ve netlikle ama nezaketle söylenen her HAYIR, zaman içinde birçok mucizevi EVET e sebep olacaktır.

Hayatınızda hayır demeniz gerektiği yerde söyleyebildiğiniz o cesur “HAYIR” lar bankanızdaki bileşik faiz gibi işleyecektir ve mevduatınızı çektiğiniz gün geldiğinde yaptığınız yatırım için kendinizi kucaklayacaksınızdır.

Şöyle bir makas alacaksınızdır. Emin olun


Niye bu kadar hisli anlatıyorum bu konuyu, biliyor musunuz?

Şu anda her ne isem, her kim isem şükürler olsun da, belki de olabileceğim ve kendimde keşfedemediğim tüm değerler bir evetin kurbanı olmuştur zamanında...

Bugün, belki de bir kitap eksik okumama sebep olan , gerçek dostlarla geçireceğim , öğrenme, güvenme , aydınlanma ve bolca da gülebilme içeren sohbetlerin sayısını azaltan, bana belki de bir sayfa da olsa daha az yazdıran, yanlış evetlerime hayıflanıyorum çünkü.

Köpeklerimin karnını bile 10 dakika fazla okşayacağımı bilsem dolandırıldığım, aldatıldığım, zaman ve emek verdiğim, hayaller tükettiğim dostluklara, arkadaşlıklara ve aşklara evet demezdim.


Her bir evet benim eminim ederinden daha fazlasını götürmüştür ömrümden….


Çünkü karşılığında yapılacak hiçbir ödeme, bir insandan yanlış bir evetin götürdüğü zamanı karşılamaz, inanın


Yanlış evetlerimi yazılara dökerek ödüyorum belki de ben kendime olan borcumu, kim bilir?


Daha kaliteli bir yaşam.

Daha iyi bir sağlık.

Daha iyi ilişkiler.

Daha fazla saygı.

Daha fazla öngörü ve daha fazla ÖZGÜRLÜK tür “hayır” .

İşte bir kelime bu kadar büyük bir anlamı barındırır.


Hayatınızda olmaması gerektiğini bildiğiniz kişilere HAYIR deyin, Allah aşkına.

Her zaman diyorum yine diyeceğim. Kaç kere geliyoruz ki bu dünyaya?


Bize kolay kazanç gibi görünen, ancak değerlerinizle uyuşmayan para fırsatlarına da maddi fırsatlara da HAYIR demek güçtür .

Ama biz İçinde bulunmayı sevdiğimiz, aynaya bakabildiğimiz, bakınca da gururlanabildiğimiz bir yaşam inşa etmeliyiz…

İnşa edilmesi daha uzun sürse bile evetleri bol olan bir yaşama göre.

Kendinize saygınızı yitirmemek için gerekli bu hayır kelimesi…


Geleceğinize hizmet etmeyen her şeye HAYIR demelisiniz.

Sizi güçsüzleştiren her şeye HAYIR demelisiniz

Değerlerinizle uyumlu olmayan her şeye HAYIR demelisiniz

Negatif insanlara HAYIR.

Pes etmeye HAYIR.

Konformistliğe HAYIR.

Kafaya takmaya HAYIR.

Yalancı aşklara HAYIR


Sonucu olumsuz bile olsa HAYIR demeyi bilmek zorundayız.


Bu dünyanın hayır kelimesine çok ihtiyacı var

Çünkü hayırda hayır var


Zordur hayırlardan sonra gelen süreçle acı verici olur çoğunlukla.

Uzun zaman alır çünkü her şey doğruya giden yolda…

Ama evet diyebileceğimiz de çok şey var bu uzun yolculukta…


Her şeyi kendi doğrularınla yapmaya evet !

DÜRÜSTLÜĞE EVET!

Kaliteli bir geleceğe evet

ÖZGÜRLÜĞe EVET!

Sevgiye evet

Şükre evet

ne kadar zor olursa olsun, kendi yolunuzda yürümeye evet

Hayallerin peşinden koşmaya evet

Düşmeye de EVET! Yerden kalkmaya da...

DİSİPLİNE EVET!

Saygıya evet

Nezakete evet

Erdemli olmaya evet

Merhamete evet

Vicdana evet

Çalışkanlığa evet

Özgüvene evet

Kendimizi keşfetmeye evet

Dinlemeye, okumaya, öğrenmeye evet

Üretmeye evet….

Doğan her güne koca bir

EVET!


Saymakla bitmeyen bu evetler için birkaç hayırı kendinize çok görmeyin…

Hayır bir kelime değil, çok anlamlı bir cümledir.

Evet kadar sevimli değildir ama “belki” kelimesi kadar da şahsiyetsiz değildir.


Dünyanın yeteneklerinize, bilginize, şefkatinize, anneliğinize, babalığınıza, dostluğunuza ihtiyacı var. Dünyanın bize ihtiyacı var.


Bugün bir tanecik hayır deyin benim için şöyle ağız dolusu.

Sonra bir limonata yapın bol buzlu.

Alın elinize bir kitap ve başka bir dünyaya yolculuk yapın

Belki de bir cümle yazılmıştır o kitapta ve sizi gelecekteki gurur duyacağınız siz yapabilecek bir fikir düşer aklınıza, kim bilir?

Dünyayı olabileceğiniz en iyi sizden mahrum bırakmayın...

İşte gücü bu kadar büyüktür o minnacık hayırın


Hayır demenin cesareti… ​​Hayır demenin disiplini… Hayır demenin bilgeliği…

Hayır demenin gücü sizinle olsun

- Nilgün BODUR

 


- BU YAZIYI OKUMAK YERİNE VİDEO OLARAK İZLEMEK İSTERSENİZ


İLETİŞİM LİNKLERİMİZ:


NİLGÜN BODUR SOSYAL MEDYA KANALLARI


NİLGÜN BODUR KİTAPLARI ONLINE SATIŞ LİNKLERİ

-


bottom of page