top of page

Psikolojik Şiddet Nasıl Anlaşılır?

20 Madde ile Narsist Kişiliklerin Duygusal İstismar Uyguladıkları Kurbanlarının Farkına Varamadıkları Psikolojik Şiddet


Bugünkü konumuz çok önemli ve çok uzun.

Aşağıda konu başlıklarını elimden geldiğince tek tek belirttim. Bence hepsini okuyun ve ihtiyacı olanlara da mutlaka yollayın.


Yazıma devam etmeden önce bu yazıyı okumak yerine dinlemeyi ya da izlemeyi tercih edebilecekler için YouTube video linkini de paylaşmak istedim.Okumaya devam etmek isteyenler ise videoya tıklamadan devam edebilirler.



Kalıcı travmaların en büyük sebebi " Psikolojik Şiddet " dir ve bence toplum ruh sağlığını fazlasıyla etkilemektedir.

Duygusal istismar, birini eleştirmek, utandırmak, suçlamak veya başka bir şekilde manipüle etmek için duyguları kullanarak o kişiyi kontrol etmenin bir yoludur. Genel olarak, bir kişinin öz saygısını yıpratan ve zihinsel sağlığını zayıflatan küfürlü veya küfürsüz hatta iltifat sayılabilecek sözlerle ve çeşitli davranışlarla hatta davranmayıp umursamayışlarla katil makulü farkına varmadan bıçaklar. Ağrı eşeği çok yükselen maktul yavaş yavaş tane tane gerçekleşen yüzeysel bıçaklamaların niteliği değil de niceliği sebebiyle kan kaybından ölür ama işin kötüsü kalbi atmaya devam eder. Zombi denen şey işte bu. Boşuna bilim kurgu, fantastik tür içinde yer alıyor zombi dizileri ve filmleri…

Bildiğin hayatın içinden bir dram oysa ki.. Bu zombilerin tek farkı yürüyecek takatlerinin kalmamamsı…

Dahası, zihinsel veya duygusal istismar, flört ve evlilik ilişkilerinde en yaygın olmakla birlikte, arkadaşlar, aile üyeleri ve iş arkadaşları arasındaki herhangi bir ilişkide de ortaya çıkabiliyor ve benim gibi “benim diyen”ler bile ancak 46 yaşındayken 20 senelik arkadaşlarının bilinçaltını bataklığa çeviren düşüncelerle bezediğini anlıyor. Farkına varılmıyor işte bu duygusal şiddetin. En yakınlarımızdan görünce, normali bu sanıp meşrulaştırıyoruz beynimizde. Ama omuzlarımızda hep bir ağırlıkla dolaşıyoruz ortalıkta ve bizim olmayan negatif düşünceleri ve inanışları da çoktan satın almış oluyoruz.

Duygusal istismar, fark edilmesi en zor istismar biçimlerinden biridir. Açık da yapılabilir ki başım üstüne ama incelikle uygulanmış, sinsi ve manipülatif de olabilir. Her iki durumda da, kurbanın özgüvenini yok eder ve algılarından ve gerçekliklerinden şüphe etmeye başlarlar.

Duygusal istismarın altında yatan amaç, mağduru itibarını sarsarak, izole ederek ve susturarak kontrol etmektir

Sonunda, kurban kapana kısılmış hisseder. İlişkiye daha fazla dayanamayacak kadar ama aynı zamanda da ayrılmaya cesaret edemeyecek kada yaralıdırlar…Ne gidebilirler ne de gönül rahatlığıyla kalabilirler… Ve bu döngü, bir son verilene kadar kendini tekrar eder. Son verilmezse zaten kurbanlar zombi yaşayıp, zombi giderler…

Nasıl anlarsınız mağduriyetinizi… Bakın yıllardır okuyorum ama içindeyken göremiyor insan. Uzun yıllardır aynı işletmede çalışanlar kuralları, yönetimi, maaşı, hakları, hukuku görmez hale gelir ve buna işletme körlüğü denir. Yani acıya alışmak bir nevi. İşte psikolojik şiddet de işletme körlüğü gibidir. Uzun süre maruz kalırsanız, kötüyü ve yanlışı normaliniz yaparsınız…

Yaparız…

Kendi ilişkilerinizi de masaya yatırırken şimdi düşüncelerinizde, duygusal istismarın çoğu zaman gizli olduğunu da lütfen unutmayın. Tespit edilmesi çok zor olabilir. İlişkinizin taciz edici olup olmadığını anlamakta güçlük çekiyorsanız, şöyle bir durun durun ve tek tek eşinizi, arkadaşınızı, akrabanızı, komşunuzu veya aile üyenizi aklınıza getirin ve her biriyle tek tek kurduğunuz diyaloglar esnasında veya sonrasında nasıl hissettiğinizi düşünün… Ama kötü hissetmiyorum deyip geçmeyin… Yoruluyor musunuz? Merhamet mi göstermek zorunda kalıyorsunuz? Çok açıklama yapmaktan ikram mı getirdiniz? Dertleriniz küçümseniyor mu? Sizi olduğunuzdan daha az mı hissettiriyor? Alaycı mı konuşuyor? Laf mı sokuyor? Bekletiyor mu? Eziyor mu? Umursamıyor mu? Hepsini düşünün…

Partneriniz ya da arkadaşınız hatta çekirdek ailenizin bir ferdi, abunlardan sadece bir kaçını yapsa bile, duygusal istismar kurbanı olduğunuza emin olabilirsiniz…

Kendinize "o kadar da kötü değil" demeyin ve başkalarının davranışlarını “olduğu gibi kabul etme” öğretisiyle yanlışı bir başkasının hakkı sanmayın. Olduğu gibi kabul edilecek insan size herhangi bir türde şiddet uygulaması kabul edilecek insan değildir.

Unutmayın: Herkes nezaket ve saygıyla davranılmayı hak eder.

Etkileşimde bulunduğunuz birinin yanında her an yaralı, hayal kırıklığına uğramış, kafası karışmış, yanlış anlaşılmış, depresif, endişeli, öfkeli, tahammülsüz veya değersiz hissediyorsanız, ilişkinizin duygusal olarak kötüye kullanılmış olması ihtimali yüksektir. Orada kalmaya devam ederseniz zaten bu saydığım sıfatlara sahip bir insan da olursunuz…

Birkaç net maddeyi paylaşayım sizlerle:


1-Duygusal istismarcılar Gerçekçi Olmayan Beklentilere Sahiptirler

Duygusal olarak bir başkasını istismar eden insanlar gerçekçi olmayan beklentiler sergiler. Bazı örnekler vereyim isterseniz.

Sizden mantıksız taleplerde bulunurlar. Her şeyi bir kenara bırakıp ihtiyaçlarını karşılamanızı beklerler.

Mesela, tüm zamanınızı birlikte geçirmenizi isterler nedense tam da sizin çok işiniz varken. Anlayış gösterseler de kendinizi suçlu ve rahatsız hissetmenize sebebiyet verirler bu muhteşem yöntemle. Kısacası yapamayacağınızı bildikleri bir şeyi isterler ve bunu yapamayacağınız anı da kollarlar…


2- Bir de ne kadar uğraşırsan uğraş ya da ne kadar verirsen ver, tatminsiz olurlar.

Bir günde resim kursuna gidip portresini kara kalem çalışıp eline versen, saçlarımın tel sayısı tutmuyor derler… Asla ama asla yeterli değilsinizdir.


3- Kendi işinizi, asla yardım etmedikleri etmeyecekleri, ucundan tutmadıkları, tutmayacakları bir işi onların standartlarında tamamlamadığınız için sizi eleştirirler.

Yani bulaşık deterjanını onlara göre fazlaca kullandığınızda gece yastığa başınızı koyduğunuz anda şu duyguya hazırlanın “Ben neden bu kadar yorgun ve mutsuz hissediyorum ki, bir şey de yaşamadım? Allah allah, dokunsalar ağalayacak gibiyim.Hayırdır inşallah.” Hayır değil yavrum. Senin farketmediğin adaletsizliği ve saçmalığı ruhun ve bilincin fark etti çünkü.


4- Sizden fikirlerini desteklemenizi beklerler (yani, farklı bir fikre sahip olmanıza asla izin verilmez)

Onların takımı, onların partisi, onların tatil beldesi, onların sevdiği arkadaşlarınız. Bu arada izin vermese de fikrime sahip çıkarım ben diyenler olacaktır aranızda. Çıkarsınız da ama nedense o fikri savunurken o kadar yorulursunuz ki , fikre de, sahibine de, aklıma gelişine de lanet olsun dersiniz. Sonra fikir sahibi olmaktan korkarsınız.

Tartışma çıkmasın diye ortaya atmadığınız fikirleriniz de ruhunuzla ve kimliğinizle birlikte yok olur. Zaten amaç da budur. Sadece “fikirsiz” değil “salak” hissettirmeleri de gerektiğinden boşaltırlar beyninizi tartışarak ve sizi tartışmaya mecaliniz kalmayacak şekilde yorarak… Yani bu kıvama gelmeniz şarttır.


5- Onların yaptığı ya da yapmadığı ama sizi üzen şeyleri tartışırken kesin tarih ve saatleri belirtmenizi talep ederler (ve bunu yapamadığınızda, sanki hiç olmamış gibi olayı reddedebilirler)


Siz hem yalancı gibi hissederseniz. Hem de sevgilinizin ya da eşinizin sizi bir yalancı gibi görebilmesine üzülürsünüz. Yalancılık ne ki? Negatif ne varsa osunuzdur. Haksız, mutsuz, anlayışsız, tutarsız… Siz hepsini bazen tek cümle içinde olursunuz.


6- Duygusal olarak istismar eden insanlar sizi geçersiz kılar. Örnek mi?

Algılarınızı veya gerçekliğinizi zayıflatmak, göz ardı etmek veya çarpıtmak. Yani ne söyleseniz savcı, hakim, avukat, mübaşir rollerini aynı anda üstlenip yasama yürütme ve yargıyı hatta infazı gerçekleştirirler.

“O gün neden kız arkadaşlarımın yanında “bununla nasıl arkadaş kaldınız?” Deyip güldün ki, diye sorduğunuzda öyle bir şey demediğini ve sizin uydurduğunuzu söyleyerek şizofren ya da paranoyak gibi hissetmenizi sağlarken burada da bırakmaz. Öyle demişse bile şakadan anlamayan, alıngan, dırdırcı, depresif, sorun çıkarıcı olduğunuzu söylerler. Bir daha da dışarı çıkmayacağım seninle diyerek de rest çekerler.

Sonuçta kırgınlığınızı paylaştığınız ve teselli beklediğiniz eşinizden, kendinizi özür dilerken bulursunuz. Bu normal insanı delirten bir özelliktir. Ve delirince de “aaaa delirdi” derler ve ilk kez haklı olurlar… Delirmişsinizdir… Ama onlara benzemekten yani kötü olmaktan iyidir…


7- Nasıl hissetmeniz gerektiğini size tanımlamaya çalışarak duygularınızı kabul etmeyi reddetmek

Sizin herhangi birine öfke hissettiğinizi hissettiklerinde ya da bir hata yapıp da konuyu onlara aktardığınızda öfkenizi “haklısın” diyerek dindirmek yerine karşı tarafı yüksek ödeme yapmış bir müvekkilmişçesine savunur.

Ama zaten avukatlığının ve savunmanın önemi yoktur. Hakim de savcı da odur. Karar kesindir. Ve temyize gidilmesi mümkün değildir. Sizin hep öfkeli olduğunuzu, millete boşu boşuna kusur bulduğunuzu, sakin biri olamadığınızı söyler ve dışarı taşamayan öfke kadar haklı ve normal bir duyguyu bir sarılışla, bir cümleyle bertaraf etmek yerine siz haklı olduğunuz bir konuda haksız hissettirerek daha da öfkelendirir. Ve evet yine becerir.

Artık öfkeli, toleranssız, seveninin bile onaylamadığı, kimsenin sevmediği bir kadın olmuşsunuzdur. 40 kere dersen olur çünkü.


8- Nasıl hissettiğinizi defalarca açıklamanızı sağlayacak şekilde davranırlar

Buna örnek vermek isterdim ama bunu nasıl başarıyorlar ben de bilmiyorum. Sadece sonrasında aynı şeyi 100 kere söylediğiniz için delirdiğinizi düşünürler ve yine haklılardır,

Yüz kere söylemişsinizdir.

Anlamamış gibi yaptıklarından siz de anlatmışsınızdır gitgide daha da sinirlenerek tabii ki. Çünkü anlaşılamayacak bir şey yoktur ki. 2+2= 4 demişsinizdir ve ikna edememişsinizdir.

Şok içindesinizdir.

İş yerinde atom parçalayan adam evde bunu anlamayınca önce adama üzülürsünüz ve açıkladıkça da kendinize. Oysa ki 2+2 = 4 olmadığından değildir anlamayışı, siz söylediğiniz için yanlıştır her şey zaten. Aptal gibi görünür de sizi haklı görmez…

9- Kısacası en çok da Sizi "çok hassas", "çok duygusal" veya "deli" olmakla suçlar


10- İsteklerinizi, isteklerinizi ve ihtiyaçlarınızı gülünç veya haksız olarak görmezden gelirler

Algılarınızın yanlış olduğunu veya “anlamsız düşünüyorsun veya "abartıyorsun" gibi argümanlarla kendinize güveninizi de bir daha yok ederler..


11- İstek veya ihtiyaçlarınızı ifade ederseniz sizi bencil, muhtaç veya materyalist olmakla suçlamak (beklenti, herhangi bir isteğiniz veya ihtiyacınızın olmamasıdır)

Yani onun için hazırladığınız yemeği eleştire eleştire yedikten sonra yine de bir teşekkür beklediğinizi söylerseniz, sağ böbreğini istemişsiniz gibi davranırlar.

Teşekkür mü?

Hayatımda bu kadar beklentili birini görmedim derler. Ve muhtemelen bu sahnenin sonunda yine özür dileyen siz olursunuz.


12- Kaos Yaratırlar

Duygusal olarak istismar eden insanlar saçma sapan sebeplerle kaos yaratır.

Tartışmaları kazandıklarını bildiklerinden canları zafer kazanmak istediğinde sudan sebeplerle “buluşma” usulüyle tartışma başlatmak


13- Kafa karıştırıcı ve çelişkili ifadelerde bulunurlar

Mesela zekaya çok önem verdiklerini, akıllı kadını seksi bulduklarını söylerler ama geçmişlerinde ucuz mankenlerle çıkmış hatta evlenmişlerdir. Ya da görüntüye önem vermediklerini söylerler ama 2 kilo alsanız eleştirmeye başlarlar.

Daha da akıllıca bir manipülasyon söyleyeyim.

İltifatlı küfür bu.

Çok iyi yöntem. Kilolu biriyle asla yapamayacaklarını sandıklarını ama size deliler gibi aşık olduklarını söylerler. Yani bir yandan aşığım diyor ama bir yandan şişko… Olur ya anlayıp yüzleşirseniz hazır olun. Sonunda size eli diyeceklerdir ve bir şekilde bir deliye dayandıkları için onlara ya teşekkür ederken ya da onlardan özür dilerken bulacaksınızdır kendinizi. İkisi birden de olabilir.


14-Giysilerinize, saçınıza, işinize ve daha fazlasına karışmak ve hep olumsuzluk bulup eleştirirler.

Best model yarışmasına giren gençlerin Erkan Özerman karşısında hissettiklerini hissedersiniz ama 5-10 dakikalığına değil. Bir ömür boyu. Yürek dayanır mı hayat boyu jüri önünde yürümeye. Öngörülemez bir şekilde kendinizi hep “diken üzerinde yürüyormuşsunuz" gibi bulursunuz.

Karın içerde omuzlar dik yürürken ruhunuz paspas olmuştur.


15-Duygusal olarak eşlerini, sevgililerini istismar eden insanlar tabii ki duygusal şantaj kullanırlar.

Bakın bunlara tek tek örnek vermeyeyim ama duygusal şantaj durumlarını birer cümleyle açıklayayım ki zaten bu cümleler oldukça net.

  1. Kendinizi suçlu hissettirerek sizi manipüle ederler.Kurban onlar olur birdenbire. Özür beklerken özür dilersiniz.

  2. Sizi toplum içinde şaka kisvesiyle ya da daha insaflıları özel olarak aşağılarlar

  3. Sizi veya bir durumu kontrol etmek için korkularınızı, değerlerinizi, şefkatinizi veya tüm insani özelliklerinizi sömürürler.Yani hastalarsa ve sizi çıldırtıyorlarsa ve siz çorba yapmaktan “zıkkım yesin” diye vazgeçerseniz hastalıklarını sizde bulunduğunu bildiği merhameti alevlendirmek için kullanırlar ama öyle kullanırlar ki merhametinizle övünürken birdenbire sizi kendinize bile merhametsizmişim ben diyecek bir cadı haline dönüştürürler…

  4. Hataları yüzlerine burulduğunda Dikkatinizi başka yöne çekmek veya hataları için sorumluluk almaktan kaçınmak için sizin kusurlarınıza odaklanırlar. onlar hatalıyken bir şekilde Konu hep sizin hata bile olamamış hatacıklarınıza gelir.

  5. Bir olayın gerçekleştiğini inkar ederler veya bunun hakkında yalan söylerler. Yani neden dün bana şöyle şöyle dedin diye sorduğunuzda. Demedim ki derler.. çok rahat çok emin. (en korkuncu budur. Kendinizden şüphe edersiniz çünkü yalanı sizin doğrunuzdan daha gerçekçi söylerler)

  6. Sevgiyi ve ilgiyi tamamen keserek veya sessiz ya da umursamaz davranarak sizi cezalandırırlar ki bana göre umursanmamak dünya ağır siklet boks şampiyonundan yumruk yemiş gibi hissettirir size. 10 dan geriye içlerinden sayarlar ve nakavt…

16- Psikolojik şiddet kompetanları hep sizden daha üstün ve haklıymış gibi davranırlar. Yani yine dış gibi yaparlar ama güzel yaparlar..Yine cümle cümle kısa kısa geçeyim

  1. Size düşük insan formu gibi davranırlar. Yüzde bok koklamış bir ifadeyle dinlerle söylediklerinizi ya da izlerler yaptıklarınızı. Yani onlar Iphone 12 pro, size iPhone 6 S yok yok Nokia 3110

  2. Hataları ve eksikliklerini kabul ettiklerinde ki bu çok nadirdir ama aması var tabii o hatanın sebebi mutlaka sizsinizdir.

  3. Söylediğiniz her şeyden şüphe ederler ve doğruluğunu değil yanlışlığını kanıtlamaya çalışırlar. Hırsız kolumdan çantamı aldı diye eve nefes nefese korkuyla şok içinde girseniz, emin misin? Elinden kaymış olmasın derler. Hırsız keşke çantayla birlikte beni de alsaymış dersiniz.

  4. Size fikirlerinizin, değerlerinizin ve düşüncelerinizin aptalca, mantıksız olduğunu söylerler ve o kadar çok söylerler ki siz de artık inanırsınız.

17- Kontrol ve İzole Ederler

Örnek vereyim hemen:

Arkadaşlarınız ve aileniz de dahil olmak üzere kiminle görüştüğünüzü veya kiminle birlikte zaman geçirdiğinizi kontrol ederler

Kısa mesajlar, sosyal medya ve e-posta dahil olmak üzere sizi ve tüm geçmişinizi dijital olarak izlerler

Bazen sizi aldatmakla vaya başkalarını ufacık eleştirdiğinizde onları kıskanmakla suçlarlar

Size bir mülk bir eşya gibi davranırlar. Yanlış ifade oldu aslında. Eşyaya bile sizden daha iyi davranırlar

Arkadaşlarınızı, ailenizi ve iş arkadaşlarınızdan sevdiğinizi söylediklerinizi veya övdüklerinizi eleştirirler veya onlarla dalga geçerler

Kıskançlığı bir sevgi işareti olarak size sunarlar ve sizi başkalarıyla birlikte olmaktan alıkoymak için dibine kadar kullanırlar.

Sizi tüm zamanınızı birlikte geçirmeye zorlarlar. Bunun sebebi aşk değildir. Yalnız kalırsanız ve biriyle konuşarak ya da tek başınıza düşünerek onların normal olmadığını anlarsınız diye hiç bırakmazlar sizi.

Bıraktıklarında da öyle bir halde bırakırlar ki düşünmeye mecaliniz kalmaz

Finansmanızı kontrol ederler. Sizi düşündüklerinden değil. Aptal olduğunuz için sayılara hakim olamayacağınızı düşünmekten ya da sizi bir gün kahrınızdan öldürülerse ne kadar para kalacağı konusuna hakim olmayı istemekten


18-Endişelerinizi önemsizleştirirler.

Mesela ekonomik krizde işinizi kaybetme korkusu yaşayıp bir paylaşayım dersiniz ama “sen de kafanda kurup kurup her şeye üzülüyorsun. Yeter artık ya” tadında bir cümleyle karşılık verirler. Sonuç bir daha derdini anlatamama. Daha da korkunç sonuç derdiniz olduğunda artık dert mi değil mi anlayamama ve kendinden ve kimliğinden şüpheyle yaşama


19-Sürekli ve bilinçli olarak tartışma çıkarabilmek adına sizin zayıf yönlerinizi de bildiklerinden ortaya masum görünen ama sizde anında şok etkisi yaratan saçma sapan bir şey söylerler.


Tartışma çıkar tabii ama siz çıkarmış olursunuz bu durumda. Yani onlar sakince ve masumca ve hatta dürüstçe bir şey söylemişlerdir ve siz aşırı hassas olduğunuz için hatta asabi hatta deli olduğunuz için tartışma çıkarmışsınızdır ve zaten tartışmada da dışarıdan bakılsa adam melek, kadın cinnet vaziyette görünürler… deli yoktur zaten, delirten vardır ama sonuca bakar ya at gözlüklü insanlar. aaa bu deli deyip işin içinden çıkarlar

20- Baktılar ölmüyorsunuz, bağışıklığınız arttı başta bol kepçe, zamanla da arada sırada kırıntı olarak sundukları Şefkat ve ilgiyi esirgerler


Bu tür istismarların bir ilişkinin başlangıcında belirgin olmayacağını unutmayın.

Bu çok önemli.

Bahsettiğim tabloya kim dayanır di mi?

Ben de bir iki kere dayandım.

Çünkü başta öyle yüksek öyle çok severler ki, bütün bunlar yaşanırken o gördüğünüz sevgiye tutulursunuz.


Bu istismarcılar ilişki ilerledikçe eşlerini kontrol etmek ve manipüle etmek için taktikler kullanmaya başlarlar zaten. Bu davranışlar o kadar yavaş başlayabilir ki ilk başta onları fark etmek mümkün olmaz.

Bunlar yapılırken arada o yüksek sevgi de gösterilir ve zaten bu sebeple tokat atan da yok ben sürekli dayak yemiş gibiyim diye düşünürsünüz.

Peki onlar şun yapar bunu yapar dedim ama yapılana ne olur?


Duygusal İstismarın Etkisi:


Duygusal istismar şiddetli ve devam ettiğinde, bir kurban, bazen teninde tek biriz, çizik veya çürük olmaksızın, tüm benlik duygusunu kaybedebilir. Ve ne yazık ki üçüncü kitabımda da yazmıştım ortada akan kan olmayınca bu yaralar başkaları için görünmez olur,

kurbanın hissettiği en baskın duygu kendinden şüphe duyma, korkunç bir değersizlik ve kendini tartışan, bağıran, çağıran, ağlayan, dırdır yapan, kıskanan biri olarak görmeye başladığından kendinden nefret etmeye başlamadır.

Aslında araştırmalar, duygusal istismarın sonuçlarının fiziksel istismar kadar şiddetli olduğunu gösteriyormuş. Bence daha fazla…


Zaman içerisinde, suçlamalar, sözlü taciz, isim takmalar, eleştiriler, alaylar ve kıskançlık kurbanın benlik duygusunu o kadar aşındırır ki artık kendilerini gerçekçi göremezler. Sonuç olarak, mağdur istismarcı ile hemfikir olmaya bile başlayabilir. Bu gerçekleştiğinde ise , çoğu kurban başkası için asla yeterince iyi olmayacağına inanarak taciz içerene de minnet duyarak ilişkiye hapsolur.


Duygusal taciz arkadaşlıkları bile etkileyebilir çünkü duygusal olarak istismara uğramış insanlar genellikle diğer insanların onları gerçekten nasıl gördüklerini de sorgulamaya başlarlar ve onların gerçekten hoşlanıp hoşlanmadıkları konusunda endişelenmeye başlarlar.


Sonunda, kurbanlar arkadaşlıklarından geri çekilirler ve kimsenin onları sevmediğine ikna olacak şekilde kendilerini izole ederler. Dahası, duygusal istismar, depresyon ve anksiyeteden mide ülseri, kalp çarpıntısı, yeme bozuklukları ve uykusuzluğa kadar her şeyi içeren bir dizi sağlık sorununa neden olabilir.


Duygusal istismarla başa çıkmak için öneriler:


Duygusal olarak kötüye kullanılan bir ilişkiyle başa çıkmanın ilk adımı, istismarı tanımaktır, koklamaktır İlişkinizde duygusal istismarın herhangi bir yönünü içindeyken görmek zordur ama hissettiğinizde ki bu sebeple tek tek anlattım, bunu her şeyden önce fark etmeniz ve kurban olduğunuzu kabul etmeniz önemlidir.

Yaşadıklarınıza karşı dürüst olarak, hayatınızın kontrolünü yeniden ele almaya başlayabilirsiniz. İşte hayatınızı geri kazanmak için bugün uygulamaya koyabileceğiniz öneriler.


1- Kendiniz Öncelik Olarak Görün

Zihinsel ve fiziksel sağlığınız söz konusu olduğunda, kendinize bir öncelik vermelisiniz. Sizi taciz eden kişiyi memnun etme konusunda endişelenmeyi bırakın. İhtiyaçlarınıza dikkat edin. Olumlu düşünmenize ve kim olduğunuzu onaylamanıza yardımcı olacak bir şeyler yapın.

Ayrıca, uygun miktarda dinlendiğinizden ve sağlıklı yemekler yediğinizden emin olun. Bu basit kişisel bakım adımları, duygusal istismarın günlük stresleriyle başa çıkmanıza yardımcı olmak için uzun bir yol kat edebilir.


2- Sınırlar Belirleyin

Tacizde bulunan kişiye, artık size bağırmayacağını, size isimler takamayacağını, size hakaret edemeyeceğini, kaba davranamayacağını vb. Kesin bir şekilde söyleyin. Ardından, bu davranışa girmeyi seçerlerse ne olacağını onlara söyleyin.

Örneğin, onlara isimler takarlarsa veya size hakaret ederlerse konuşmanın biteceğini, cevap vermeyeceğinizi ya da dışarı çıkıp bir süre dönmeyeceğinizi söyleyin. Bu arada söylemek kolaydır . Sadece söylemeyin yapın da. Bir kere yapmazsanız bir daha ciddiye alınmazsınız. İşin sırrı sınırları koymak değil, uygulamaktır; takip etmektir.

Korumaya niyetiniz olmayan sınırları asla iletmeyin.


3-Kendinizi Suçlamayı Bırakın

Herhangi bir süredir duygusal olarak istismar içeren bir ilişki içindeyseniz, kendinizde ciddi bir yanlışlık olduğuna inanabilirsiniz. Ama sorun siz değilsiniz. Net bu net…. Bu yüzden, sebebi olmadığınız ve üzerinde kontrol sahibi olmadığınız bir şey için kendinizi suçlamayı bırakın.


4- En acısı Onları Düzeltemeyeceğinizi Anlayın

En iyi niyetinizle, en ılımlı halinizle çabalamanıza rağmen, duygusal olarak istismarcı bir kişiyi asla değiştiremezsiniz. Her insanın içinde iyilik vardır demeyin. İstismarcı bir kişide, vicdan ve merhamet yoktur. Ve bunlar olmayınca da insan denilemez zaten…


5- Etkileşimden Kaçının

İstismarcı bir kişiyle ilişki kurmayın. Başka bir deyişle, bir istismarcı sizinle tartışmaya başlarsa, size hakaret etmeye başlarsa, bir şeyler talep ederse Veya siz dayanamayıp söylediklerine ya da kıskandırmaya çalıştıkları için kıskançlıktan öfkelendiğinizde, açıklamalarda bulunmaya çalışmayın.

Tane tane de anlatsanız, 1000 kere de tekrar etseniz, ali topu at kadar basit bir cümle de olsa anlamayacaklardır. duygularını da yatıştırmayın veya yapmadığınız şeyler için özür dilemeyin.

Mümkünse durumdan uzaklaşın.


6- Bu arada ayrılmak da çözüm. Hem de en güzel çözüm. Bu tavsiyelerim ayrılamayanlara.

Bir istismarcıyla ilişki kurmak sizi yalnızca daha fazla suistimal ve gönül yarası için hazırlar. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, onların gözünde değerli olamazsınız. Onların gözü zaten önemli değil de, kendi gözünüzde de değerinizi kaybedersiniz.

Zaten bir yandan hep "Çıkış Planı" üzerinde çalışın.

Partnerinizin, arkadaşınızın veya aile üyenizin kötü davranışlarını ve sizde yarattığı etkileri kabul etme, değiştirme veya üzerinde çalışma gibi bir niyeti yoksa, sonsuza kadar kötüye kullanılan ilişkide de kalamazsınız. Sonunda hem zihinsel hem de fiziksel olarak size zarar verecektir.

Durumunuza bağlı olarak, ilişkiyi bitirmek için adımlar atmanız gerekebilir. Her durum farklıdır. Bu nedenle, düşüncelerinizi ve fikirlerinizi güvendiğiniz bir arkadaşınız, aile üyeniz veya danışmanınızla tartışın.

Duygusal istismar ciddi uzun vadeli etkilere sahip olabilir, ancak aynı zamanda fiziksel istismar ve şiddetin habercisi de olabilir.

Ayrıca, istismara uğrayan kişi ayrılmaya karar verdiğinde istismarın genellikle arttığını da unutmayın. Bu nedenle, kötüye kullanımın daha da kötüye gitmesi durumunda bir güvenlik planınız olduğundan da emin olun. Duygusal istismardan iyileşmek zaman alır. Kendinize iyi bakmak, destekleyici arkadaşlarınıza ulaşmak ve bir terapistle konuşmak yardımcı olabilir.


Bu ilişki içinde asla yapmamanız gerekenler :


(Ama ne yazık ki yapmayacağım deseniz de provake edildiğinizden çok zordur bu dediklerimi yapmamak)

  • Tacizciyle tartışmak. Bir istismarcıyla mantık çerçevesinde tartışmanın bir yolu yoktur çünkü her zaman suçlamak, utandırmak veya eleştirmek için daha fazla yol bulacaktır. Ayrıca siz sesinizi yükselttikçe masaları çevirmeye ve kurbanı oynamaya çalışabilirler.

  • İstismarcıyı anlamaya ya da mazeret uydurmaya çalışmak. Diğer kişinin davranışını anlamaya çalışmak veya eylemlerini haklı çıkarmak için bahaneler bulmak cazip gelebilir.Aşk varsa serde… Sakın bir hatayı bahanelerinizle meşrulaştırmayın

  • O sinirlenirse yatıştırmaya çalışmayın. Diğer kişiyi yatıştırmak bir tür gerilim azaltma gibi görünebilir, ancak uzun vadede geri tepme eğilimindedir ve daha fazla suistimali mümkün kılabilir. Kendinizi veya davranışlarınızı istismarcının kaprislerine uyacak şekilde değiştirmeye çalışmak yerine, net sınırlar oluşturmaya odaklanın ve mümkünse onlarla ilişki kurmaktan kaçının

Hep diyorum.

Kaçın..

Ağır yaralı çıkacaksınız başka yolu yok ama bitkisel hayattaydınız zaten inanın…

Oldukça net örnekler vermeye çalıştım sizler için.

Umarım makbule de geçer. Narsizm ve narsistlerin araçlarıdır bunlar ama artık herkes narsist ve üzüm üzüme baka baka kararıyor işte toplumda da.

Değerlisiniz.

Lütfen unutmayın...


Nilgün BODUR

 


NİLGÜN BODUR İLETİŞİM LİNKLERİ :


NİLGÜN BODUR SOSYAL MEDYA KANALLARI


NİLGÜN BODUR KİTAPLARI ONLINE SATIŞ LİNKLERİ


bottom of page