
YAZAR - İLETİŞİM DANIŞMANI - SOSYOLOG

HAKKINDA
1974 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Nilgün Bodur, Avusturya Kız Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu. 2020 yılında ise, felsefe, psikoloji ve sosyolojiye bilim dallarına çocukluğundan beri olan ilgisi sebebiyle ,2. lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünde eğitimini sürdürmeye karar veren yazar, eğitiminde 3. Yılını tamamladı. Kariyerinde, Eren Holding çatısı altında bulunan, Burberry, Lacoste, Swatch, Gant, Coach, Nautica ve Calvin Klein gibi bir çok yabancı markanın yanısıra Damat ve Desa gibi yerli markalar bünyesinde görev yapan Nilgün Bodur, Kurumsal İletişim, Reklam ve Pazarlama konularında gerçekleştirdiği, kendisine ve çalıştığı firmalara dünya çapında ödüller kazandıran yaratıcı projelerle de, perakende sektörünün önde gelen pazarlama ve iletişim uzmanlarından biri olarak yer aldı. Sosyal medya platformlarında paylaştığı fikirler ve yazdığı makalelerle geniş kitlelerin ve özellikle de kadınların dikkatini çeken Nilgün Bodur, kısa süre içerisinde samimi kalemi ve okurlarında farkındalık arttıran dünya görüşünü ve insan ilişkileri konusundaki farklı felsefesini, sansürsüz ve samimi bir şekilde paylaşması sebebiyle geniş kitlelerin sevgisini kazandı. "Sıradaki Teşekkürüm Bana Yanlış Yapanlara" adlı ilk kitabını, 2017 yılında çıkaran Nilgün Bodur’un , takip eden beş yıl içerisinde, Sen Gittin Ya Ben Çok Güzelleştim" , “Yanlışlıktan Değil Yalnızlıktan” , “Akıllandım Artık Şimdi Daha Deliyim”, “Kaideye Tamah Etmeyen İstisnadır Hayat” adlı kitaplarının da raflarda yerlerini almasıyla, toplamda beş kitaba imza attı. Ve tüm kitaplarıyla çok satanlar listelerinin zirvesine çıkmayı başardı. Bugün, sadece yazdıklarıyla ile değil, yaşam felsefesi ve güçlü hitap yeteneğiyle de dikkat çeken Nilgün Bodur, büyük topluluklar önünde yaptığı motivasyon konuşmalarının yanı sıra kurumlara da iletişim ve pazarlama konularında motivasyon eğitimleri vererek kariyerini sürdürmekte . Sosyal medya kanallarında yaptığı samimi konuşmalarla bir çok kişiye ayna tutan Nilgün Bodur, toplum psikolojisinin ilmini alarak da sosyal platformlardaki konumunu, toplumsal farkındalığı arttırmak için kullanmayı hedeflemekte.

Yorumlarının ya da eleştirilerinin objektifliğine güven duyarak yakınlarına yaşadıklarını veya problemlerini anlatabilmek, bir bireyin günümüz toplumunda zamanla artan ama karşılanamaz hale gelen çok doğal bir ihtiyacıdır. Problemler ve yaşanmışlıklar gitgide artarken yakınına bile güvenmek çok zorlaştı. Bu sebeple tanımadıkları kişilerle daha rahat dertleşebilir oldu insanlar. Anlatılanları, bir gun ortak tanıdıklarına çarpıtarak aktarma ihtimali olmayan yabancılar objektif olabildikleri icin de bir dosta, bir akrabaya, bir hayat arkadaşına tercih ediliyorlar. Sen de icini dökmek istiyor ve güvenmekte zorlanıyorsan, iste ben buradayım. Online da olsa yanındayım. Randevularını da web sitemizden tek tıkla alabilirsin. Randevu saatinde kamerası olan telefon, tablet veya bilgisayarından e-postana gönderilen linke tıklaman yeterli.
YANLIŞLIKTAN DEĞİL YALNIZLIKTAN
Birlikte karar verilmişçesine “ayrıldık” demek, birinin gidişinin, diğerinin ise kalışının yükünü hafifletecektir. Biri onursuz, diğeri de mutsuz görünmeyecektir. “Ayrıldık” kelimesi kadar yanlış kullanılan bir yüklem daha yoktur Türkçe’de. Sevişmek, özlemek, mutlu olmak, birlikte davranmayı gerektirir. Ayrılık ise birinin kaçışı, diğerinin acısıdır ve “biz” öznesine hiç yakışmamaktadır.
SIRADAKİ TEŞEKKÜRÜM BANA YANLIŞ YAPANLARA
Olduğu gibi kabul ederim her şeyi ben. Olmazları olur yapmaya ise hiç uğraşamam... Seveceği varsa sever, gideceği varsa gider, geleceği varsa; göndeririz kendisini, tekrar gider... Oluruna bırakırım hep, Zaten hayırlı değilse gelenler, geldikleri gibi giderler... Bir tek saçımı olduğu gibi bırakamam Hep topuz yaparım. Onun dışında her şeyi öyle olduğu gibi bırakırım... Oysa farkında değil "olduğu gibi" bıraktıklarım, Ben aslında çoğu şeyi henüz "olmamışlar" diye bıraktım...



